İzmir’in su sorunu gün geçtikçe katlanarak büyürken DSİ, altın madeni nedeniyle rafa kaldırdığı Çamlı Barajı projesini yeniden hayata geçirdi. Uzmanlar altın madeninin hemen yanına yapılacak olan baraj suyunda oluşması muhtemel kimyasallar başta farklı organ ve dokularda kanserler olmak üzere; karaciğer, böbrek ve akciğerlerde işlev bozukluklarına; sinir sistemi, kalp-dolaşım sistemi, üreme sistemi, bağışıklık sistemi hastalıklarına neden olabilir.
Devlet Su İşleri (DSİ) su sorunuyla karşı karşıya kalan ve taahhüt ettikleri suyu da veremediği İzmir’e, 1984 yılında yapım fikri ortaya atılan ancak Efemçukuru Altın Madeni nedeniyle askıya alınan Çamlı Barajı projesini yeniden hayata geçirdi. Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Nihai Raporu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu (İDK) tarafından kabul edilen proje yaklaşık 300 bin kişinin ihtiyacını karşılaması öngörülürken hemen yanı başında kapasitesini artırarak faaliyetine devam eden altın madeninin suyu kirletme riski uzmanları endişelendiriyor.
TOPRAKTA MADEN NEDENİYLE AĞIR METAL VAR
Barajın temiz olup olmayacağı açısından kaygıları sorduğumuz İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Yüce Ayhan, Halk Sağlığı Uzmanı Prof. Dr. Ali Osman Karababa’nın bilgi notlarını paylaştı. Notlarda; “Efemçukuru altın madeni işletmesinin bulunduğu alanın jeolojik yapısı jeolog arkadaşlarımıza göre ‘sülfitli mineral’ olarak değerlendiriliyor. Yine onların açıklaması ile bu bölgede yapılacak her türlü madencilik girişimi “asit kaya drenajı” adı verilen bir sürece neden olmakta. Yani bileşik yapıdaki ağır metal ve metaloidlerin (arsenik, antimon, kurşun, cıva, demir, krom, kobalt vb.) bileşik yapıları bozularak elementel forma dönüşmekte ve doğal döngülere karışarak başta insan sağlığı olmak üzere tüm canlıları olumsuz etkilemektedir” bilgisi yer aldı.
KANSER BAŞTA OLMAK ÜZERE BİRÇOK HASTALIK TEHLİKESİ
Bu ağır metallerin halk sağlığı açısından tehlikelerinin yer aldığı bilgi notlarında “İnsan sağlığı üzerindeki etkilerini başta farklı organ ve dokularda kanserler olmak üzere; karaciğer, böbrek ve akciğerlerde işlev bozukluklarına; sinir sistemi, kalp-dolaşım sistemi, üreme sistemi, bağışıklık sistemi hastalıkları olarak özetleyebiliriz. Maden işletmesi alanında büyük miktarda pasa (ekonomik olarak değerlendirilebilecek nitelikte olmayan toprak vb.) da bulunmakta olup, pasa içinde de asit maden drenajı işlemi olmaktadır. Ayrıca işletmede yapılan cevher zenginleştirme sürecine ait katı ve sıvı atıklar da bulunmakta olup bunların da çevre kirliliğine neden olarak yukarıda bahsedilen sağlık etkilerine yol açabilmektedirler. Özetlenen bu gerekçelerle maden işletmesi izin verilen barajın su toplama havzasında bulunduğundan, toplanan suda kimyasal kirleticilerin bulunma olasılığı çok yüksektir” denildi.
BAKANLIKTAN SU HAVZASINA MADEN İZNİ
Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, İzmir’in su ihtiyacını karşılayan Manisa’daki Gördes Gölmarmara Alt Havzası Yeraltısuyu İşletme Sahası’na ve Sarıkız kaynaklarına yakın alana yapılmak istenen taş ocağı projesi ile ilgili ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verdi. 2. Derece Koruma Alanı içerisinde yer alan bölgede yıllık 75 bin ton kapasiteli kum çakıl ocağı açmayı planlanıyor.