Kelebek etkisinin izinde

Yaşamın en ilginç ve tuhaf teorisi çağlar ötesinden insanlığı, dünyayı ve tüm evreni etkilemeyi sürdürüyor.

Kelebek etkisinin izinde
REKLAM ALANI
Yayınlama: 14.04.2024
A+
A-

Yaptığı hesaplamaları bir daha gözden geçirince sonuçlara şaşırdı. Hava durumu tahminlerinde bulunmak 1950’lerin önemli konularındandı ve o da verileri matematik modellemelere işleyerek öngörüler elde ediyordu. Bilgisayarda yaptığı küresel iklim modelini zaman kazanmak için ortasından çalıştırmayı denemiş ve çıkan bulgulara anlam verememişti.

Edward Lorentz dönemin çoğu bilimadamı gibi bilgisayar modelleri neresinden başlatılırsa başlatılsın sonuçların aynı olmasını bekliyordu. Son olarak çalıştığı ünlü deneyinde başlangıç koşulları değişmeden biten veya kısmen ilerledikten sonra başlatılan iki hava tahmininin umulmadık ölçüde farklılaştığını gördü. Küçük, öngörülemeyen değişiklikler iki modelin farklı sonuçlanmasına yol açıyordu.

Kelebek etkisinin izinde

KAOS TEORİSİ

Bunun üzerine hava durumu gibi büyük ve karmaşık sistemlerin içindeki yapıların hassas ilişkisini gösterecek matematiksel bir açıklama oluşturmaya başladı. Bu, sistemin gelişiminin çok sayıda etkene bağlı olduğu anlamına geliyordu. “Kaos teorisi” adını verdiği bu durumun özü ilk bakışta anlaşıldığı gibi süregelen bir kaos olmadığını, yalnızca karmaşıklık ve rastgeleliğin ilk fişeği attığını söylüyordu. Bulgularını yalınlaştırmak isteyen Lorenz, sonradan yaygın olarak kullanılan “kelebek etkisi” kavramını ortaya koydu. Tanım, hava koşullarının dışındaki sistemler için de geçerlidir. Özünde herhangi bir karmaşık sistem küçük sanılan etkenlere karşı savunmasız olabilir, işleyişi değişebilir. Düşünceyi laboratuvardan çıkarıp daha da ileri götürürsek Hakkâri’daki bir kelebeğin İstanbul’daki depremin nasıl oluşacağı konusunda etkisi olabilir diyebiliriz.

Kelebek etkisinin izinde

ROMA’NIN SAVAŞ ARABALARI

Kelebek etkisi günlük yaşamda hep vardı. Roma savaş arabalarının günümüz ulaşım sektörüne etkisi gibi. Avrupa ve ABD’de demiryollarında raylar arası mesafe 4 fit, 8.5 inç’tir (1.435 mm). Oldukça ilginç olan bu ölçünün başlangıcı at arabalarına dayanıyordu. Çünkü önceki dönemlerde at arabalarının  tekerlek ölçüsü buydu ve toprak ya da taş zemindeki oyuk aralıklar üzerinde gidiyorlardı. Ölçüyü değiştirmeye kalkınca özellikle uzun mesafede tekerlekler daha sık kırılıyordu. Çünkü kullanılan oyuk kısımlar yüzyıllar içinde oluşmuştu. Bu izlerin bazıları ülkemizde de bazı arkeolojik alanlarda görülebilir. 

Peki bu izleri kim yapmıştı? Roma İmparatorluğu lejyonların hareketi için Avrupa’daki ilk uzun mesafe yollarını inşa etmişti. Haliyle Roma savaş arabaları da ilk izleri oluşturdu. Bu arabalar tüm Roma İmparatorluğu için yapıldığından tekerlek aralıkları birbirine benziyordu. İşte 4 fit, 8.5 inç’lik bu standart demiryolu ölçüsü bir Roma imparatorluğu savaş arabasının özgün ayarlarından türetilmiştir. Bürokrasinin sonsuza kadar yaşadığının klasik bir örneğidir de aynı zamanda. “Peki o zaman neden bu uzunluk tercih edilmiş?” denirse yanıt daha basit: Roma İmparatorluk ordusunun savaş arabaları, yan yana duran iki savaş atının poposunun toplam genişliği ölçü alınarak yapılmıştı.

Kelebek etkisinin izinde

CENGİZ HAN’DAN BUGÜNE

Tabii ki gündelik olayların dışında tarihin de bu açılardan değişimlerini gözlemlemek heyecan verici. Kelebeğin kanat çırptığı zamandan sonrasına dek yüzyıllar geçse de etkinin bağlantısını düşünmek şaşırtıcı. 1171 yılında bazı hısımlarının yerel bir kabile lideri olan babasını zehirlemesi sonrası ailesi yoksulluk içinde kalan Timuçin içindeki intikam hırsını hiçbir zaman söndüremedi. Tüm Moğol diyarını kontrol etmeye karar verdiği zaman Cengiz Han olarak anılmaya başladı. Savaşçıları Çin’i, İran’ı, Kore’yi, Orta Asya’yı, Irak’ı ve Rusya’yı ele geçirdi ve fetih sırasında dünyadaki tüm insan nüfusunun yüzde 10’unu öldürdü. Moğollar tarafından yerinden edilen Türkler zaman içinde Anadolu’ya yerleştiler ve Osmanlı İmparatorluğunu kurdular. Kelebek etkisi bununla kalmadı, Osmanlı’nın Kızıldeniz limanlarını Avrupa’ya kapatmasıyla Portekiz Krallığı farklı bir rota aradı ve Afrika’yı geçip Hint Okyanusu’na yelken açan ilk ülke oldu. Bu durum baharat fiyatlarını düşürdü ve diğer Avrupa ülkeleri de aynı şeyi yaptı. İspanya, Hindistan’a ulaşmak için Atlantik’i geçmeye karar verdi ancak bunun yerine yeni bir kıta (Amerika) keşfetti. Yine Doğu Avrupa’da Moğollarla yaptığı ticaret ile palazlanan Muscovy adlı bir dükalık ayaklanıp bölgenin lideri oldu ve modern Rusya’nın temeli atıldı.

YEDİNCİ KITA

Kelebek etkisi insanlığın değiştirebildiği veya müdahale edemediği olaylarla devam edecek. 1907’de Leo Baekeland’in iyi ve dayanıklı bir yalıtkan olarak icat ettiği bakalit zamanla bildiğimiz plastiğe dönüştü. 1970’li yıllarda “Ağaçları kurtarıyoruz” heyecanıyla başlayan plastik çılgınlığı sonraki yılların felaketini getirecekti. Ayrışamayan, yok olmayan plastiği yok edecek yer bulunamayınca denizler kurtarıcı gibi gözüktü. Aynı pisliği halının altına süpürmek gibi. Yalnızca Pasifik okyanusunda biriken plastik adası Fransa’nın üç katı büyüklüğe ulaştı. Kelebek etkisi kavramı ile hayatın içinde eğlenceli bağlantıları gösterirken mavi dünyanın sonunu getiren bireysel kanat çırpış izlerimize de dikkat etmenin zamanı geldi de geçiyor.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.