Yerel seçim öncesinde, başta CHP Genel Başkanı Özgür Özel olmak üzere ana muhalefet partisinin kurmayları; hedeflerinin kıyılardan içeriye doğru yürümek olduğunu ifade ediyorlardı.
Özel, bu hattı Bursa, Balıkesir, Manisa ve Denizli hattı olarak tanımlıyordu. Böylece sıkışmışlığı aşmayı ve daha geniş bir etkinlik alanı oluşturmayı planlıyordu. İlk seçim sonuçlarının gösterdiği gibi CHP, Özel’in çizdiği hattın da ötesine geçti. Uşak, Afyon üzerinden Anadolu’nun içlerine kadar ilerledi. Neredeyse ülkenin tüm batısı, CHP’nin ve Özgür Özel’in deyimiyle “Türkiye ittifakı”nın rengi olan kırmızıya büründü.
KIYILARDAN İÇERİYE DOĞRU
Siyasetin bilinen kuralları ve gelenekleri içinde, parti liderlerinin kendi kentlerinde gösterecekleri performans büyük önem taşır. Bunun bilincinde olan Özel, memleketi Manisa’ya büyük önem verdi. Burada partisinin son dönem il başkanı olan mimar Ferdi Zeyrek’i, büyükşehir adayı yaptı. Zeyrek de çok başarılı bir seçim kampanyası yürüterek, Manisa’yı genel başkanına 74 yıl sonra armağan etti.
Ana muhalefet CHP, 2019 yerel seçimlerinde Millet İttifakı adına Balıkesir, Denizli ve Uşak illerini İYİ Partili adaylara bırakmıştı. Bu kez CHP, kendi adaylarıyla ve öz evlatlarıyla bu illerde seçmenin önüne çıktı. Denizli’de büyük oy farkı yakaladı. Bu sonuçlardan, iktidar bloku partileri kadar İYİ Parti’nin de dersler çıkarması gerekiyor.
Öteden beri CHP’ye destek veren Ege’nin kıyı kentlerinde ise sonuç değişmedi. Başta İzmir olmak üzere Aydın, Muğla kentleri ve bu illere bağlı hemen tüm önemli ilçeler, yine “CHP” dedi. CHP’nin uzun süredir elinde bulundurduğu İzmir’de ve diğer kentlerde, ana muhalefet CHP; önceki yerel seçimlere göre belediye sayılarını artırdı. Bu sonuçlar, Türkiye’nin batısından başlayan yeni ve güçlü toplumsal muhalefet hareketinin/dalgasının tüm ülkeyi kapsayacağını gösteriyor.