İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Aile Hekimi Ekin Hürel Günay’a saldıran üç kişi hakkında verilen 7 yıl 6’şar ay hapis cezasını değerlendirdi. Kaynak, ”Mahkemelerin bu tür caydırıcı kararları sağlıkta şiddette herhangi bir indirim yapmaksızın verilebilecek en üst düzeyden cezalarla bu saldırganları durdurmaları ve caydırmalarını bekliyoruz dedi.
İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, Aile Hekimi Ekin Hürel Günay’a saldıran üç kişi hakkında verilen 7 yıl 6’şar ay hapis cezasını değerlendirdi. Kaynak, “İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Hukuk Bürosu olarak bu davayı çok yakından takip ettik ve verilecek olan cezanın indirimlerden yararlanmaması ve olabildiği kadar üst düzeyden tutulması konusunda, İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu’nun girişimleri mahkeme tarafından dikkate alındı. Bunun da yine çok önemli bir husus olduğunu vurgulamak isterim. Mahkemelerin bu tür caydırıcı kararları sağlıkta şiddette herhangi bir indirim yapmaksızın verilebilecek en üst düzeyden cezalarla bu saldırganları durdurmaları ve caydırmalarını bekliyoruz” dedi.
İzmir’in Torbalı ilçesinde, Aile Hekimi Ekin Hürel Günay’ı Aile Sağlığı Merkezi’nde yaşadıkları tartışmadan aylar sonra ekmek almak için durduğu fırının önünde sopalarla saldıran üç sanık hakkında görülen davada sanıklara ayrı ayrı 7 yıl 6’şar ay hapis cezası verildi. İzmir Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Süleyman Kaynak, sanıklara verilen cezayı ANKA Haber Ajansı’na değerlendirdi.
Prof. Dr. Süleyman Kaynak, “Torbalı’da darp edilmiş bir aile hekimi arkadaşımızın mahkemesi sonuçlandı. Birinci derece mahkeme, üç saldırganın her birine yedi yıl altı ay olmak üzere bir hapis cezası öngördü. Bu aslında son derece önemli bir karar diye düşünüyorum. Çünkü sağlıkta şiddet aslında toplumun diğer alanlarında olduğu gibi özellikle de sağlık alanında günlük hayatımızı, sağlık çalışanlarını, hekimleri, hemşireleri ve tüm sağlık çalışanlarının günlük hayatını çok ciddi ve olumsuz etkileyen süreçlerden birisidir” diye konuştu.
“BU KARAR CAYDIRICI NİTELİKTE BİR KARAR KABUL EDİLEBİLİR”
Sağlıkta şiddete özendirici, sağlıkta şiddeti kolaylaştırıcı hiçbir harekette, hiçbir özendirici demeçte ve söylemde bulunulmaması gerektiğinin altını çizen Kaynak, şunları söyledi:
“Ne yazık ki şimdiye kadar kamu yöneticilerinin bir kısmı sağlıkta şiddeti meşrulaştırıcı bir söylem içerisinde de olabildiler. Bu son derece üzücüdür. Bugün verilen karar sağlıkta şiddeti aslında caydırıcı nitelikte bir karar diye kabul edilebilir. Çalışma alanının dışarısında sosyal yaşamda hekim arkadaşımız daha evvel tartışmış olduğu kişiler tarafından takip edilmek suretiyle çok ağır bir şekilde darp edilmiştir ve bu saldırganların daha sonra tutuksuz yargılanmaları ve şu anda da mahkemenin yedi yıl altı aylık her birine verilen cezayla sonuçlandırılması bir anlamda caydırıcı bir unsur olarak caydırıcı bir karar olarak görülebilir. Bu mahkeme sürecinde İzmir Tabip Odası olarak, İzmir Tabip Odası Yönetim Kurulu ve Hukuk Bürosu olarak bu davayı çok yakından takip ettik ve verilecek olan cezanın indirimlerden yararlanmaması ve olabildiği kadar üst düzeyden tutulması konusunda İzmir Tabip Odası Hukuk Bürosu’nun girişimleri mahkeme tarafından dikkate alındı. Bunun da yine çok önemli bir husus olduğunu vurgulamak isterim. Mahkemelerin bu tür caydırıcı kararları sağlıkta şiddette herhangi bir indirim yapmaksızın verilebilecek en üst düzeyden cezalarla bu saldırganları durdurmaları ve caydırmalarını bekliyoruz”
Kaynak, sağlıkta şiddetin, hekimler, hemşireler ve tüm sağlık sağlık çalışanlarının hem ruhsal hem fiziksel olarak yıpranmalarına yol açtığını ifade ederek, şöyle devam etti:
“Sağlıkta şiddet gerçekten sağlık ordumuzun yirmi dört saat kesintisiz bir şekilde tüm toplumun sağlığını iyileştirmeye yönelik çabalarını engelleyici bir etki göstermektedir ve sağlık çalışanlarının hem moral olarak hem fizik olarak tükenmelerine yol açmaktadır. Bu moralsizlik ve şiddet riski gerçekten başta hekimler, hemşireler ve tüm sağlık çalışanlarının iş barışını, iç huzurunu, çalışma ortamına heveslerini ve insanlara yardım konusundaki çabalarını engelleyici çok önemli bir unsur haline gelmiştir. Bu nedenle bu kararın çok önemli olduğunu ve sağlıkta şiddet konusunda caydırıcı bir nitelik kazanacağını umuyoruz.”