Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in iç talep açıklamaları tepki çekti. Öte yandan yaklaşan asgari ücret sürecine ilişkin tartışmalar sürüyor. Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman Cumhuriyet TV’de ekonomi gündemini değerlendirdi.
Enflasyon yükselişini sürdürüyor. Kur krizi ile birlikte yurttaşın alım gücü her geçen gün düşüyor.
Ekonomide gelişmeler sürerken katıldığı bir TV programında açıklamalarda bulunan Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, şirketlere seslendi. Şimşek, “Şirketlere sesleniyorum; fiyat artışlarında makulleşmeye gitmeleri kaçınılmaz, politika çerçevesi bunu zorunlu hale getirecek. Önümüzdeki dönemde iç talep yavaşlayacak, şirketlerimiz mutlaka dış pazar arayışına girsinler” ifadelerini kullandı.
“İÇ TALEBİ ARTTIRAN İŞÇİ ÖDEMELERİ DEĞİL!”
Şimşek’in açıklamalarını Cumhuriyet TV‘de değerlendiren Ekonomist Prof. Dr. Aziz Konukman, “Büyüme rakamları üçüncü çeyrekte yüzde 5,9 olarak açıklandı. İç talep yüksek seyrediyor. İç talebi kısarak ihracatçıyı teşvik etmek amaçlanıyor. Hane halkının tüketim harcamalarının yüzde 11,2 artmasından ücretlerin iyi olduğu çıkarımı yapılmamalı. İşçi ödemeleri de iç talebi arttıran en büyük neden değil. Hatta ikinci çeyreğe göre işçi ödemelerinin milli gelirdeki payı geriledi. Emekçilerin durumu bu” dedi.
“ÜCRET İTİŞLİ DEĞİL KÂR İTİŞLİ ENFLASYON”
Konukman, “Talebi arttıran kredi kartı borçları ve ihtiyaç kredileri” dedi ve şöyle devam etti:
“Bunlar lüks değil ihtiyaç. Emeğin kendini yeniden üretebilmesi için harcanan rakamlar. Emekçileri mağdur ederek talebi kısmak, ekonomiye dinamit koymaktır. Emekçilerin sırtından büyüme anlamına gelir. Şimşek bizi buna hazırladı. Türkiye’de ücret itişli değil kâr itişli bir enflasyon yaşanıyor.”
YOKSULLUKTA EŞİTLENME!
Türkiye’nin bir asgari ücretliler ülkesine dönüştüğünü belirten Konukman, “Asgari ücretle çalışanların oranı yüzde 50 civarında. Bu daha önce yüksek olan ücret alanlarının da düzeyinin asgari ücrete yaklaşması demektir. Bir de kayıtdışı biçimde asgari ücretin altında çalışanlar var. Bu durumun da maddi temeli düzensiz göçten geliyor. Bu tablo değişmeden asgari ücretin miktarını tartışmak anlamlı değil” ifadelerini kullandı.
“SENDİKALAŞMA ORANI DÜŞÜK”
Asgari ücretin yılda bir kez güncellenmesini öneren ekonomi yönetimini eleştiren Konukman, “Toplu iş sözleşmesi kapsamında çok az kişi var. Sendikalaşma oranı düşük olduğundan toplu pazarlık alanı daralıyor. İş kolu düzeyinde belirlenen ücretler firma düzeyine taşındı. Toplu iş sözleşmesinin kapsamı daraldı ve aynı sektörde olan insanlar bu kapsamın dışında kaldı. Bu gerçeği görmeden asgari ücret tartışmamak gerekir. Türk-İş neden açlık sınırını referans alıyor? Durum korkunç. Asgari ücretin yılda bir kez güncellenmesinin mantığı yok. Enflasyonist süreçlerde, üç ayda bir yapılması lazım” diye konuştu.