Yer fıstığı alerjisi insanlarda büyük sağlık sorunlarına neden oluyor. İnsanların hayatını kaybetmesine bile neden olan yer fıstığı alerjisine bilim insanları yeni bir çözüm buldu. Yeni yöntem sayesinde insanlar dişlerini fırçalayarak yer fıstığı alerjisini tedavi edecek.
Yer fıstığı alerjileri, ciddi ve potansiyel olarak yaşamı tehdit eden reaksiyonlara yol açabilen bir gıda intolerans türüdür. Bağışıklık sistemi, yer fıstığındaki proteinleri yanlışlıkla zararlı olarak algılayarak alerjik bir atağı başlattığında bu alerjiler ortaya çıkıyor.
Yer fıstığı, en yaygın gıda alerjenlerinden biri olup, yer fıstığı alerjileri diğer gıda alerjilerine kıyasla yetişkinlikte daha sık devam etme eğilimindedir. Yer fırstığı ajerjisi özellikle Batı ülkelerinde yaygın olarak görülüyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde nüfusun yaklaşık 2,9’u yer fıstığı alerjisine sahip.
Bilim insanları tarafından yer fıstığı alerjilerini tedavi etmenin yeni bir yolu geliştirildi. Oral Mukozal İmmünoterapi (OMIT) adlı yeni yöntem ağız içindeki mukoza zarlarını hedef alarak bağışıklık sistemini belirli alerjenlere karşı kademeli olarak duyarsızlaştırmayı amaçlıyor.
OMIT kullanımıyla ilgili olarak, bilim insanları yer fıstığı alerjisi olan kişilerin reaksiyon olasılığını azaltmak için kullanılabilecek yeni bir diş macunu icat ettiler. Alerji uzmanı William Berger, bu diş macununun yer fıstığı proteini için özel olarak formüle edilmiş olduğunu belirtti.
Araştırmacılar, yer fıstığı alerjisi olan 32 katılımcıyı takip etti. Katılımcıların üçte ikisine yer fıstığı diş macunu verilirken geri kalanına plasebo sunuldu. Fıstık diş macununun dozu daha sonra 48 haftalık deney süresince kademeli olarak artırıldı.
Bilim insanları, optimize edilmiş kan testlerini kullanarak bireylerin bağışıklık sistemlerinin yer fıstığı gibi alerjenlere nasıl tepki verdiğini değerlendirdiler.
YER FISTIĞI ALERJİSİ TARİH OLUYOR
Dr. Berger‘e göre, araştırmacılar diş macununu kullananların yüzde 100’ünün belirlenen en yüksek dozu tutarlı bir şekilde tolere ettiğini ve hiçbir katılımcının ciddi sistemik tepki göstermediğini gözlemledi. Ortaya çıkan bazı yan etkilerin hafif, lokalize ve geçici olduğu rapor edildi.
Ayrıca, yüzde 97’lik bir bağlılık oranı bildirildi. Bu durum, diyet hassasiyetleri olan bireyler için yeni bir çözüm sunarak hassas popülasyonlarda alerjilerle başa çıkmanın güvenli bir seçenek olduğunu görüldü.