Efeler Belediyesi’nin düzenlediği ve 100’e yakın yazarın katıldığı 1.Efeler Kitap Günleri’nin son konuğu yazarımız Barış Terkoğlu oldu. Söyleşiye katılan Terkoğlu’lu kitaplarını imzaladı.
Aydın’da Efeler Belediyesi tarafından düzenlenen 1.Efeler Kitap Günleri sona erdi. Festival havasında geçen fuarın son gün konuğu Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Terkoğlu oldu.
Ülke genelinden 90 yayınevi ve farklı alanlardan 100 yazarın katılımıyla 10 gün süren edebiyat şöleninin son gününde birbirinden değerli yazarlar okurlarına imza dağıttı ve kent sakinleriyle söyleşilerde buluştu. Pınarbaşı Mesire Alanı’nın eşsiz doğasında kitapların ayrıcalıklı dünyasına yapılan yolculuğun finali saat 10.00’da kitap stantlarının ziyarete açılmasıyla başladı. 13.00-16.00 saatleri arasında yazarlar; Ali Tezcan Gök, Eyüp Curun, Neslişah Çetinkaya, Tuğrul Keskin, Saygı Öztürk, Nilgün Ilgaz, Fatih Gezer, Ahmet Mahmut Keleşoğlu, Bekir Bayraktar ve Mustafa Ünver okurlarına imza dağıttı ve fotoğraf çektirdi. Efeler Belediyesi Kent Orkestrası da gün boyu seslendirdiği şarkılarla, fuar ziyaretçilerine müzik ziyafeti yaşattı.
TERKOĞLU: İNSAN UMUDU KENDİSİ ÜRETEN BİR VARLIKTIR
Fuarın son etkinliğinde Gazeteci-yazar Barış Terkoğlu, “Türkiye Nasıl Yeniden Ayağa Kalkar?” isimli söyleşiyi gerçekleştirdi. Konuşmasına Gazeteci Barış Pehlivan’ın selamını ileterek başlayan Terkoğlu, “İnsanlar genel bir karamsarlık ve umutsuzluk halinde. Bunu hem tehlikeli buluyorum hem yanlış buluyorum hem de biraz üzülüyorum. Eğer başkalarının iradesini kabul ederseniz, bu ülkeden umudunuzu keserseniz işte o zaman kaybetmişsinizdir. Bu benim şahsi görüşüm değil. Mustafa Kemal benim için bir rozet, heykel, fotoğraf değil. Mustafa Kemal Atatürk bir devrimci. Düşünün ki ülkenin şartları bugünkünden daha kötüyken, vatan işgal altındayken, işgale karşı çıkmak idamlık suçken Atatürk üzerinde asker üniformasıyla Samsun’a çıkıyor. ‘Bu işe karışmayacaksın’ denildiğinde üniformayı çıkarıyor ve hakkında idam fermanı veriliyor. Annesi Zübeyde Hanım ‘oğlum ne oluyor?’ diyor. Atatürk ona cevaben yazdığı mektupta ‘Anne merak etme pekiyi bilirsiniz ki ben yaptığımı bilirim, sonunu görmeseydim hiç başlamazdım’ diyor. Bu gerçekçiliktir. Başında da dediğim gibi başkasının iradesini kabul ederseniz, umutsuzluğa sürüklenmek sizin zaten kaderiniz. Ama insan umudu kendisi üreten bir varlıktır” diye konuştu. Usta gazeteci konuşmasının devamında, “Ben bir siyasi partinin üyesi değilim, herhangi bir siyasi kuruluşun temsilcisi değilim. Özellikle bir gazeteci olarak bunlardan dışarıda tutuyorum kendimi. Cumhuriyet gibi laiklik gibi değerleri savunmaya çalışıyorum. Zaten bunları savunduğum için zorluklarla karşılaşıyorum. İnsanlar Türkiye’yi terk ediyorlar. Çok tehlikeli bir şey oluyor, beyin göçü veriyoruz. Mühendisler, doktorlar, öğretmenler yetiştiriyoruz, seneler sürüyor bu süreç. Sonra da bu kişiyi adeta alıp başka bir ülkeye hediye ediyoruz beyin göçüyle. Bunun çok temel bir nedeni var çünkü insanlar ülkelerinden umudu kesiyorlar” sözleriyle ülkede genel bir umutsuzluk hali olduğunu ve bunun Türkiye için büyük boyutta yetişmiş insan kaynağı kaybına sebep olduğuna dikkat çekti.
KURTULUŞ REÇETESİNİ AÇIKLADI
Türkiye’nin kötü yönetildiğini, iki büyük kampa ayrıldığını, toplumun taleplerinin dinlenmediğini, seçimlerde kamu imkân ve kaynaklarının kullanılarak vatandaşların adaletsiz bir seçim sürecine sürüklendiğini dile getiren Barış Terkoğlu, muhalefetin de halkın çağrısına cevap veremediğini söyledi. Terkoğlu, Türkiye’yi ayağa kaldıracak reçetenin sivil inisiyatif ve örgütlü toplumdan geçtiğini vurguladı. Gazeteci-yazar, “Türkiye’de son seçimde, hayatımızın seçimi denilen seçimde tam 20 bin sandıkta bir tane görevli yoktu. Muhalefetin ne kadar hazırlıksız olduğunu söylemek istiyorum. Siz hazırlığınızı her sandığa bir tane adam koyabilecek kadar yapmamışsanız zaten çok özür dilerim ama bu yenilgiyi kendi kendinize hazırlamışsınız. Muhalefet hazırlıksızdı, adeta ‘ben bu ülkeyi yönetemem’ diye bağırdı. Bu ülkenin kurtuluşu bir siyasi lidere, siyasi partiye hele hele onların etrafında kümelenmiş, kendi dükkânını kurmuş, istikballeri için bir tür muhalefet zırhı giymiş kimselere emanet edilemez. Bu iş artık halkın omuzlarında. Ülkede bir sendika hareketi yoksa işçi hakkını arayamıyorsa, örgütlenemiyorsa, grev yapamıyorsa, maaşı üzerine konuşamıyorsa bu ülkede hiçbir muhalefet partisinin bana göre bir anlamı yok. Ben diyorum ki kalkıp örgütleneceksiniz kendi bulunduğunuz şehirde bunun için mücadele edeceksiniz ve siyasi partileri de bunun bir parçası haline getireceksiniz. Türkiye’de kaybımızın en önemli nedenlerinden biri Türk siyasal hayatının seçimlere indirgenmiş olması, yurttaşlara 5 senede bir sandığa git ondan sonra da hiçbir şeye karışma deniyor olmasıdır. Bu ülkeyi gerçekten değiştirecek olanlar burada oturan insanlardır, umutsuz olmayalım” sözleriyle konuşmasını noktaladı.
Söyleşinin sonunda Efeler Belediye Başkanı Mehmet Fatih Atay, 1. Efeler Kitap Günleri’nin kapanış konuğu Barış Terkoğlu’na çiçek takdim için sahneye çıktı. Başkan Atay, “Söylediklerinize katılıyorum, umutsuz olmayacağız” diyerek usta gazeteciye teşekkür etti.
Efeler’e 10 gün boyunca edebiyatın masalsı yolcuğunu yaşatan Başkan Mehmet Fatih Atay’a söyleşiye katılan izleyiciler teşekkür etti. Vatandaşlar fuarın sonraki yıllarda da düzenlenerek bir gelenek haline getirilmesini talep etti.