Yeni nesil yatırım platformu degerse.com, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile Bayramiç İda Bağları Projesi’ni hayata geçirdi. Projeyle birlikte bu bölgenin doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerini modern bir yaklaşımla birleştirerek şarap turizmini canlandırıyor ve ticari üzüm bağlarını teşvik ediyor. Ticari üzüm yetiştiriciliğine yeni bir bakış açısı kazandırırken, yeni nesil bir arsa yatırım modeli de oluşturuyor.
Çanakkale ve eteklerindeki Kaz Dağları, üzüm yetiştiriciliği ve şarap üretimindeki potansiyeliyle son yıllarda global çapta adından söz ettirirken, burada gerçekleştirilen projelerle yatırımcıların radarına giriyor. Son olarak yeni nesil yatırım platformu degerse.com’un Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ile Bayramiç İda Bağları’nda hayata geçirdiği projesi ile bağcılık ya da arsa yatırımı yapmak isteyenlere sadece üzüm satın alma garantisi sunmakla kalmıyor, aynı zamanda bölge ekonomisine de katkıda bulunuyor. Öte yandan, bu bölgenin doğal, tarihi ve kültürel zenginliklerini modern bir yaklaşımla birleştirerek şarap turizmini canlandırıyor ve ticari üzüm yetiştiriciliğini teşvik ediyor. İda Bağları Yetiştiricilik Modülü ile hazırlanan proje, ticari üzüm bağlarına yeni bir bakış açısı kazandırıyor ve yeni nesil bir arsa yatırım modeli oluşturuyor.
“İLK YIL, %125, 7 YILDA İSE %700’E VARAN KÂRLILIK VAAT EDİYORUZ”
Projedeki amaçlarının sadece maddi getiri değil, sürdürülebilir ve doğa ile dost bir yatırım modülü yaratmak olduğunu söyleyen Değerse Platformunun Kurucusu ve CEO’su Barış Mükyen, konuya dair şu açıklamada bulundu: “Çanakkale bölgesine, yani bağcılığın ve üzümün kalbi olan Bayramiç’e geldiğimizde, öncelikle üniversite ile görüştük. Buradaki profesör akademisyenlerimizle yaptığımız çalışmalar sonrası, maksimum verimle en doğru ne yetiştirilebilir sorularının cevaplarını aradık.” diyerek projeleri hakkındaki detayları paylaştı.
Buna göre İda Bağları Projesi, arsa yatırımına odaklanan yatırımcılara piyasa rayici altında arazi satın alma imkânı sunarak ilk yılda %125’e varan, 7 yılda ise %700 kârlılık vaat ediyor. Proje kapsamında sunulan bağ kurulumu ve bakım hizmetleri, arazilerin değerini artırarak yatırımcıların getirisini en üst seviyeye çıkarıyor. Bu stratejik yaklaşım, sürdürülebilir gelir sağlamanın yanı sıra, bölgesel ekonominin güçlenmesine de katkıda bulunuyor.
“BU PROJENİN EŞİ, BENZERİ YOK”
Projenin bilimsel ayağında varlık gösteren Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Harun Baytekin, İda Bağları Projesi’nin ekonomik gücünü şu sözlerle vurguladı:
“Bağcılık yapan pek çok ailenin çocuğu, büyük kentlere göç etti. Bu verimli arazileri atıl hale getirdi. Bundan 50-60 yıl öncesinde 750 bin hektar civarında bağ dikili alan, 400 bin hektarın altına düştü. Dünyada ise Değerse Platformunun hazırladığı projeye benzer bir çalışma yok.”
Miras yoluyla bölünen, göç nedeniyle artık işlenmeyen kısaca verimli olan ama işlenemediği için atıl olarak nitelendirilen arsaların yatırımlarla şaraplık üzüm yetiştiriciliğini yeniden canlandırdıklarını aktaran Barış Mükyen “Sürdürülebilir olmamak en büyük sorun. İster belirli hevesler isterse hobi amaçlı olsun, arsa yatırımı yapanlar, zaman zaman doğa içinde veya tarım alanlarına yatırım yapıp burada faaliyet yürüteceklerini düşünüyor. Oysa böyle olduğunda sürdürülebilirlik sorunu ortaya çıkıyor. Bilimi arkamıza aldığımız bu projede, sürdürülebilir bir üretim modeli yaratıyoruz. Üniversitedeki hocalarımız, şu an bu yılki verimlilik analizini gerçekleştiriyor. Belirli takvime bağlı olarak, bu yerlerin fidan dikimleri, budama bakımları, organik bakımdan çelişki oluşturmayacak şekilde bilimsel çerçevede yapılıyor. Dolayısıyla bakım ve sürdürülebilirlik sorunu söz konusu olmuyor.”
“BU PROJE, SADECE MADDİ GETİRİ SAĞLAYAN BİR YATIRIM DEĞİL”
“İlk gün itibarıyla kazanç sağlanmasını mümkün kılıyoruz. Bunun yanı sıra, tesisin değeri her yıl katlanarak artıyor. Ürünlerin hem bugün için hem de gelecekte çocuklarınıza doğru ve kazançlı bir yatırım olması da diğer avantajlardan biri” diyen Kurucusu ve CEO’su Barış Mükyen, uyguladıkları modülün çok yönlülüğüne dikkat çekerek sözlerini şöyle sonlandırdı:
“Organik üzüm yetiştiriciliği projesi ile bağ kurmak isteyen yatırımcılar için tüm süreci yönetiyoruz. Yatırımcılar adına organik üretim sertifikası için başvuruda bulunarak tesis edilecek şaraplık üzüm bağlarında yatırımcıların organik koşullar altında üretim gerçekleştirmesini taahhüt ediyoruz. Hasadın ilk alıcısı oluyoruz. Öte yandan, yalnız maddi değil, manevi olarak da besliyoruz. Bağımsız parsellerde kurulacak bağlara, bağ evleri eşlik ediyor. Böylelikle yatırımcılara doğal yaşamı deneyimleme fırsatı sunuyoruz. Hocalarımızın rehberliğinde, bu kadim kültürlerden hareketle buraları hareketlendirmek; dokusuna, dinamiklerine zarar vermeksizin buranın tekrar geçmişteki dinamikliğine kavuşması adına elimizden geleni yapacağız.”