Fatih’te işlettiği çay ocağında bıçaklanarak öldürülen sosyal medyada Diyarbakırlı Ramazan Hoca olarak tanınan Ramazan Pişkin cinayetinde yeni bir gelişme yaşandı. Sanık Erkan Baykut hakkında kasten öldürme suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Diyarbakır’da “Filozof Ramazan” lakabıyla bilinen Ramazan Pişkin’i, Fatih’te işlettiği çay ocağında öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan sanık Erkan Baykut hakkında “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Cerrahpaşa Mahallesi Kocamustafapaşa Caddesi’nde çay ocağı işleten Pişkin’in, 31 Ocak’ta iş yerinde uğradığı bıçaklı saldırıda öldürülmesine ilişkin tutuklanan Erkan Baykut hakkında yürüttüğü soruşturmayı tamamladı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
Soruşturma sonucunda hazırlanan iddianamede, olay günü polise kesici ve delici alet yaralaması olduğu yönünde ihbar yapılması üzerine “Diyarbakırlı Ramazan Hoca’nın Yeri” isimli iş yerine gidildiğinde, Pişkin’in bıçakla yaralandığı ve hastaneye kaldırıldığı bilgisi alındığı belirtildi.
Bu kapsamda soruşturma işlemlerine başlandığı aktarılan iddianamede, Pişkin’in kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği kaydedildi.
İddianamede, konuya ilişkin “bilgi sahibi” sıfatıyla ifadesi alınan İbrahim Baştürk’ün beyanına yer verildi.
Baştürk, olay yerinin yan tarafında bulunan eczanede saat 13.40 saatlerinde Diyarbakırlı Ramazan Hoca isimli iş yerinden gürültü geldiğini, kendisinin sesleri kontrol etmek için buraya gittiği sırada çay ocağının içinden elinde bıçak olan erkek şahsın koşarak kaçtığını gördüğünü belirtti.
İddianamede, incelenen güvenlik kamerası görüntülerine göre olay yerinden kaçan sanık Erkan Baykut’un toplu taşıma aracı kullanarak Beyoğlu’ndaki ikametine gittiği, adrese giden polis ekiplerinin sanığı evinin banyosunda saklanırken yakaladığı kaydedildi.
PİŞKİN’İ AFGAN UYRUKLU BİR KİŞİ SANDIĞINI İLERİ SÜRDÜ
İddianamede, sanık Baykut’un polis merkezinde alınan ifadesinde, maktul Pişkin’i tanımadığını, Saboor Muradı ismiyle tanıdığı kişi zannettiğini, bu kişinin de uyuşturucu satan, cinsel istismarda bulunan biri olduğunu ileri sürdü.
Muradı’nın 2017’de babasının yanında herhangi bir resmiyet olmadan çalışan kişi olduğunu belirten sanık Baykut, bu süre zarfında Muradı’nın Zeytinburnu’nda bir adreste kardeşleri ve Afgan uyruklu başka şahıslarla birlikte yaşadığını kaydetti.
Sanık Baykut, kendisinin de babasının yanına çalışmaya gittiği için bu kişilerle tanıştığını, bu şahısların kendisini evlerinde ağırladıklarını ve uyuşturucu verdiklerini iddia etti.
Bu kişilerin bir akşam yine uyuşturucu verdiklerinde uyanıp kendine geldiğinde karşısında “Deccal” olarak tanımladıkları insan görünümünde bir varlık ile kendisini yüzleştirdiklerini ileri süren Baykut, bu sırada masada bir adet bıçak bulunduğunu, bıçağın ucunun kendisine baktığını, bundan dolayı bu kişilerin kendisine bilinci yerinde değilken kötülük yaptığını düşündüğünü savundu.
Sanık Baykut, bu kişilerin yanında uyuduğu zamanların sonrasında kendi bedeninde birtakım farklılıklar gördüğünü, şahısların kendisini uyutup cinsel saldırıda bulunduklarını anladığını iddia ederek, bu durumu anladıktan sonra bu kişilerden uzaklaştığını, ancak bu olayları ailesi ya da adli makamlarla paylaşmadığını söyledi.
İLK KEZ SOSYAL MEDYADA GÖRMÜŞ
Bu kişilerin rüyalarına girip kendisini yanlarına çekmeye çalıştıklarını savunan sanık Baykut, bu sürecin kendisini Kuran verip inancını güçlendirmesiyle son bulduğunu, bu şahıslarla yakınlığının ise 2017’den 2021’e kadar sürdüğünü anlattı.
Baykut, 2021’den itibaren Muradı isimli şahsı görmediğini ancak Ramazan Pişkin’i bu kişi olarak bildiğini, Pişkin’i de ilk kez 2021’de sosyal medyadan gördüğünü söyledi.
Olaydan iki ay önce Pişkin’i Ramazan Hocanın Yeri isimli iş yerinde gördüğünü ve yanına gidip konuştuğunda ilk başta iyi bir hoca olarak düşündüğünü aktaran Baykut, ancak sohbetin devamında bu şahsın aslında Saboor Muradı olduğunu anladığını savundu.
Baykut, bunun üzerine Muradı’nın kendisine geçmişte verdiği zararları hatırladığını kaydederek, olay günü Kasımpaşa’daki evinden çıkarak maktulün iş yerine gittiğini, niyetinin Pişkin’e taş atıp yaralamak olduğunu belirtti.
İş yerine geldiğinde tek başına sandalyede oturan Pişkin’in ayağa kalktığını belirten Baykut, Pişkin’in, Muradı olduğunu hissetmesiyle kendinden geçerek taş fırlattığını, maktulün üzerine gelmesiyle kendisine zarar verebileceğini düşünerek bıçakla yaraladığını ve olay yerinden kaçtığını anlattı.
PİŞKİN’İN KARDEŞİ SANIKTAN ŞİKAYETÇİ OLDU
İddianamede, toplanan deliller ışığında sanık Baykut’un üzerine atılı suçu işlediği yönünde hakkında kamu davası açmaya yeterli şüphe bulunduğu belirtildi.
Maktulün kardeşi Mehmet Pişkin’in sanıktan şikayetçi olduğu aktarılan iddianamede, sanık Baykut’un “kasten öldürme” suçundan müebbet hapisle cezalandırılması talep edildi.
Hazırlanan iddianame, değerlendirilmek üzere gönderildiği İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi. Sanık ilerleyen günlerde hakim karşısına çıkacak.