Tüm gücüyle İstanbul’a konuşlanan iktidar kanadına seslenen İBB Başkanı İmamoğlu, “Bunların anlayışı ne biliyor musunuz? Ankara’daki ‘sus’ derse, hepsi susar. Ankara’daki ‘konuş’ derse, hepsi konuşur. Ama bizim belediye başkanlarımız millet ne derse, onu yapar. İsterse Ankara’dan 17 değil, 27 bakanla gelsin” dedi.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şile Kent Meydanı’nda sağanak altında halk buluşması gerçekleştirdi. Sağanağa aldırış etmeyen coşkulu kalabalık, İmamoğlu ve CHP Şile Belediye Başkan adayı Özgür Kabadayı’ya sevgi gösterilerinde bulundu.
CHP Parti Meclisi üyeleri Baki Aydöner, Nazan Güneysu ve CHP Milletvekili Ali Gökçek de halk buluşmasında İmamoğlu’na eşlik etti.
Sağanaktan korunmak için yağmurluk giyerek konuşan İmamoğlu, vatandaşlara, “Siz ıslanırsanız ben ıslanırım, siz ıslanmazsanız ben ıslanmam. Varsayalım ıslanmıyoruz. Varsayalım hava çok güneşli bugün. Ancak barajlar su dolacak, topraklardan bereket fışkıracak” sözleriyle seslendi.
“BUNLARIN ANLAYIŞI NE BİLİYOR MUSUNUZ?”
“Özgür Başkanıma teşekkür ederiz. Konuşmasını kısa tuttu. Ben, sadece kısa bir konuşmayla bir saat kadar sizi burada tutacağım” esprisiyle konuşmasına devam eden İmamoğlu, şunları söyledi:
“Şile’de biz, Özgür Kabadayı’yla, bu sene 5 yıllık dönemin başlangıcında, Şile’nin bambaşka bir güzelliğe, bambaşka bir çağdaşlığa, bambaşka bir insancıllığa; partizanlığın olmadığı, köylerini tek tek düşünen, her köyüne hizmet üreten, insanını mutlu eden, köylünün tarım desteğini önde tutan, altyapısını güçlendiren çok özel bir 5 yılı hazırladık. Sizler Özgür Kabadayı’nın yanında olmaya hazır mısınız?
Bu dönem bizim için birkaç şey çok önemli. İnsana saygı, şehre özen, doğaya özen, toprağa özen… Bakın; bunların anlayışı ne biliyor musunuz? Ankara’daki ‘sus’ derse, hepsi susar. Ankara’daki ‘konuş’ derse, hepsi konuşur. ‘Yürü’ derse yürür, ‘Sekiz adım at’ derse, sekiz adım atar; dokuzu atamaz. Ama bizim belediye başkanlarımız nasıl yapar biliyor musunuz? Millet ne derse, onu yapar. Milletine tabii.”
“HOŞ GELDİ, SEFA GELDİ”
Şile özelinde yaptıkları alt ve üstyapı çalışmalarından örnekler veren İmamoğlu, özetle şöyle konuştu:
“İsterse Ankara’dan 17 değil, 27 bakanla gelsin. Bir de yetmedi, aday var. Yetmedi, üstüne seçilmiş, herkesin cumhurbaşkanı olması gereken Cumhurbaşkanı var. E hoş geldi, sefa geldi. Ne yapacağız? Güzel bir misafirperverlik yapacağız. Ne zaman? 31 Mart’ta. Nasıl? Oy farkı büyüyecek, oy farkı büyüyecek. 23 Haziran misafirperverliğinizi hatırlıyorsunuz değil mi? Yetmez onlara bu sefer. Yeter mi? Yetmez. Daha fazlasını istiyorlar. Yapacağız mı? Bir avuç insan kaybedecek mi? Millet kazanacak, millet.
İstanbul’da, halkın ittifakı kazanacak. Şile’de, Şile ittifakı kazanacak. İstanbul’da, milletin ittifakı kazanacak. İstanbul’da memur kazanacak, işçi kazanacak, emekçi kazanacak, öğrenci kazanacak, işsiz kazanacak, emekli kazanacak. Çünkü onların görmediklerini, biz görüyoruz. Onların duymadıklarını, biz duyuyoruz. Biz halkçıyız halkçı. Halkçı belediyeciyiz biz. İsrafçılar kaybedecek. Rantçılar kaybedecek. Halkçılar kazanacak. Bereket kazanacak, bereket.”
“YAĞMAYAN YAĞMURU BİLE BİZE MAL ETMEYE KALKTILAR”
“Yahu, yağmayan yağmuru bile -hatırlayın- bize mal etmeye kalktılar. Doğru mu? Vallahi ben Yaradan’a hep dua ediyorum: Allah’ım, bizi güzel günlere kavuştur. Bizi, bu güzel Ramazan ayında ettiğimiz dualarda, -hiçbir insanımızı dışarı koymuyoruz- o güzel insanların arzu ettiği bir şehri var etmemiz için, bize yardımcı ol.
Bu şehirde hiçbir çocuk açta, açıkta kalmasın. Bu şehirde hiçbir genç, umutsuz kalmasın. Bu şehirde her emeklimiz abimiz, ablamız onuruyla yaşasın. Bu şehirde kadınlar özgür, işini kuran, işini yapan, her haliyle bu toplumun gururu olsunlar. Emekçi hakkını alsın. İşveren hakkını kazansın. Biz, bunlara dua ediyoruz. Onlar ne istiyorlar biliyor musunuz? ‘Bir kişiyi mutlu edelim yeter.’ Ankara. ‘Ankara’ diyorum. Bir kişi. Biz de diyoruz ki; bana oy versin, vermesin; milletim mutlu olsun yeter.”
“BUNLARIN MİADI DOLDU, SIRA İSTANBUL İTTİFAKINDA”
“Bunların miadı doldu. Sıra nerede? Sıra İstanbul ittifakında. Sıra, artık bizim o büyük güçlü ittifakımızda. 5 yıldır halkçı belediyenin tadını aldık mı? Daha iyisini yapacağız mı? Bursları arttıracağız mı? Kent Lokantalarını arttıracağız mı? Yurtları arttıracağız mı? Kadınlara, 0-4 yaş arası bebeleriyle dolaşmak için daha çok kart vereceğiz mi? Anne doğum desteği vereceğiz mi? Evlilik desteği vereceğiz mi?
Bütün bunları biliyorsunuz. Şimdi emeklilerimize de desteği arttıracağız. Emeklerimizin bu zor anında, onların yanında olacağız. Dar gelirlimizin daha çok desteğini arttıracağız. ‘Mazot desteği için teşekkürler’ diyor. Evet, çiftçimize mazot desteğini de arttıracağız. Fide desteğini de arttıracağız. Çiftçimize verdiğimiz desteği, iki katına çıkaracağız bu dönem, Niçin biliyor musunuz? Hatırlayın; ne demişti? ‘Kimin parasını kime veriyorsun?’ Dedi mi? Ben ne dedim? ‘Milletin parasını millete veriyorum.’ Vermeye devam edeceğiz.”
“ONLAR TAM GAZ GERİ, BİZ TAM YOL İLERİ”
“Biz, Özgür Başkanımla iyi bir ikili, iyi bir yol arkadaşı, Şile’nin iyi bir komşusu, iyi bir köylüsü, iyi bir mahallelisi, iyi bir kardeş, iyi bir ağabey, iyi bir evlat olmaya söz verdik. İkimiz, sizin huzurunuzda söz veriyoruz. Biz; ahlaklı, kurallara uygun, kanuna uygun, oy veren, vermeyen herkese sevgiyle, saygıyla, hürmetle bakan, milletini anlayan bir belediye başkanı olmaya, ikimiz, milletimizin huzurunda, Yaradan’ın şahitliğinde ant içiyoruz.
31 Mart’a kadar, gece-gündüz çalışmaya, 31 Mart’a kadar güler yüzle, bütün komşularınızdan oy istemeye hazır mıyız? 31 Mart günü, sandıklara coşa coşa gitmeye, koşa koşa gitmeye hazır mıyız? ‘Sandığa gitmiyorum, başım ağrıyor, çok yorgunum’ diyenlerin sırtını sıvazlayıp, elinden, kolundan tutup, onlara destek olup gelmeyeni sandığa götürmeye hazır mıyız? Sandıkta görev almaya, bir kişi daha fazla olmaya hazır mıyız? Kazanmaya hazır mıyız? O zaman onlar tam gaz geri, biz tam yol ileri, tam yol ileri. Her şey çok güzel olacak.”