Türk basınının duayenlerinden, gazeteci ve yazar Hıfzı Topuz, dün İstanbul’da yaşamını yitirdi. Topuz’un ölüm haberini Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) duyurdu.
TGC yayımladığı mesajda, “Uzun yıllar gazeteci ve yazar olarak başarıyla çalışan en kıdemli üyelerimizden önceki Onur Kurulu Başkanımız Sevgili Hıfzı Topuz’u kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’ne ve basın emekçilerinin örgütlenmesine büyük destek veren Hıfzı Topuz’u hiç unutmayacağız” ifadelerini kullandı. Topuz, gazetemizde ilk olarak 13 Ekim 1962’de, “Dış Meleseler” başlığı altında yazmaya başladı. “Globalleşme Çağında İletişim Sorunu” başlıklı yazı dizisiyle 2006 yılında gazetemize katkı veren Topuz, 14 Temmuz 2019’dan, sağlık nedenlerinden dolayı ara verdiği 17 Ekim 2021’e dek Cumhuriyet gazetesinin “Olaylar ve Görüşler” sayfasındaki “Ayda Bir” başlıklı köşesinde gündemle ilgili yazılarla birlikte anılarını kaleme almıştı. Nâzım Hikmet’i ve dostlarını yakından tanımış olan Hıfzı Topuz, bir de usta şairi anlatan “Hava Kurşun Gibi Ağır” adlı kitap yazdı. Topuz, bu romanda şairin bir yandan uğradığı haksızlıkları, çektiği acıları, yurt özlemini, halkına olan sevgisini, bir yandan da tutkularını, aşklarını, mutluluklarını kaleme aldı.
GAZETECELİKTE TARİH YAZDI
1923 yılında İstanbul’da doğdu. Galatasaray Lisesi’ni ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi. 1947-58 yılları arasında Akşam gazetesinde muhabir, istihbarat şefi, yazıişleri müdürü ve genel yayın müdürü olarak çalıştı, İstanbul Gazeteciler Sendikası başkanlığını yaptı. Strasbourg Üniversitesi’nde devletler hukuku ve gazetecilik alanlarında yüksek lisans (1957-59) ve yine Strasbourg Hukuk Fakültesi’nde gazetecilik doktorası yaptı (1960). Paris’te UNESCO Genel Merkezi’nde, iletişim sektöründe özgür haber dolaşımı şefi olarak çalıştı (1959-1983). Uluslararası gazeteci örgütleri arasında işbirliği, basın ahlakı ve gazetecilerin korunması projelerini yönetti; Afrika ülkelerinde, Hindistan’da, Filipinler’de gazetecilik eğitimi seminerleri düzenledi. Kara Afrika’da kırsal basın projesini oluşturdu. Anadolu, İstanbul ve Galatasaray Üniversitesi iletişim fakültelerinde basın, radyo ve TV tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi. TRT’de Genel müdür yardımcısı olarak çalıştı (1974-75). 1993’te BRT İstanbul Radyo ve Televizyon Genel Yayın Koordinatörlüğü yaptı. 1986’da İletişim Araştırmaları Derneği’ni (İLAD) kurdu. UNESCO Türkiye Milli Komisyonu İletişim Komitesi Başkanlığı’nda bulundu. 1997’de İzmir’de Birinci Ulusal Kültür Kongresi’ni, 1998’de de İstanbul’da Kültür Politikaları Sempozyumu’nu düzenledi. Cumhuriyet, Vatan ve Milliyet gazeteleri ile çeşitli dergilerde diziler ve inceleme yazıları yazdı.Anadolu, Galatasaray ve İstanbul üniversitelerinin iletişim fakültelerinde basın, radyo-televizyon tarihi, uluslararası iletişim ve siyasal iletişim dersleri verdi.
Hıfzı Topuz (sağ başta), Nâzım Hikmet ve arkadaşlarıyla bir arada…
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Onur Kurulu başkanlığını yaptı. TGC Balotaj Kurulu’nda çalıştı. Sürekli Basın Kartı taşıyordu. 1998 yılında TGC Burhan Felek Basın Hizmet Ödülü’nü, 1998 yılında Sertel Gazetecilik Vakfı Demokrasi Ödülü’nü, 2003’te TGC Basın Özgürlüğü Ödülü’nü, 2007’de “Başın Öne Eğilmesin” adlı romanıyla Orhan Kemal Roman Ödülü’nü, 2017’de Atatürkçü Düşünce Derneği Beşiktaş Şubesi’nin verdiği Aydınlanma Ödülü’nü, 2020 yılında Nâzım Hikmet Dostluk Ödülü’nü, 2021 yılında ÇGD Orhan Koloğlu İnceleme-Araştırma Ödülü’nü aldı. İngilizce ve Fransızca biliyordu. Evli ve bir çocuk sahibiydi. Çeşitli konularda 50’den fazla kitap yayımladı.
‘HEPİMİZİN DÜŞÜNCE ARKADAŞIYDI’
Adnan Özyalçıner de Topuz’un ardından gazetemize şu açıklamalarda bulundu: “Hıfzı Topuz, basınımızın, gazeteciliğin duayenlerinden birisiydi. Hepimizin arkadaşı, dostuydu. Hepimizin düşünce arkadaşıydı. Sürekli olarak düşünce ve ifade özgürlüğünün serbest kalması, yayılması, güçlenmesi, yasaklara uğramaması için mücadele etti yaşamı boyunca. Çok iyi bir edebiyatçıydı. Çok güzel romanlar, kitaplar yazdı. Türk diline ve Türk edebiyatına yaptığı katkılardan dolayı Hıfzı Topuz bence, hem gazeteci hem edebiyatçı hem yazar hem de aydın olarak hepimizin başının tacıdır. Üzüntümüz çok büyük. Ama yaptıklarıyla da hepimizi gönendirmiştir, sevindirmiştir. Kitaplarıyla da sevindirmeye, aydınlatmaya devam edecektir.”
Hıfzı Topuz (sağda), Yaşar Kemal (solda) ile İsrail’de. (1958)
‘USTAMIZ ARAMIZDAN AYRILDI’
Topuz’un ölüm haberi, kültür sanat dünyasını derinden üzdü. Gazetemizin yazarı Prof. Dr. Emre Kongar, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda “Sevgili dostum, değerli gazeteci ve yazar Hıfzı Topuz da aramızdan ayrıldı. Yüz yıllık bir çınardı, Cumhuriyet çınarı! Çok üzgünüm, çok. Yeri doldurulamayacak bir değerdi” ifadelerini kullandı. Sanatçılar da sosyal medyadan şu paylaşımları yaptı:
Sunay Akın: Hıfzı Topuz ustamız ayrıldı aramızdan… Birbirinden güzel kitapları için sonsuz saygı, sevgi ve minnet duygusuyla…Nebil Özgentürk: Bilge insan Hıfzı Topuz’u kaybettik… Bilgeydi, 100 yaşındaydı evet ama daha Galatasaray Lisesi’nde başladı araştırmacılığı, gazeteciliği, aktivistliği, edebiyatçılığı, Unesco-B.M. uzmanlığı tarihçiliği ve tanıklıkları. Hıfzı Abi’ye başvururduk. Güller içinde uyusun…Kerem Görsev: Hıfzı Topuz vefat etmiş. Kitaplarını bir çırpıda okurdum , o dönemin hayallerine dalardım. Esentepe Gazeteciler Sitesi Yazarlar Sokaktaki evi çocukluğumun geçtiği yerlerdi Allah rahmet eylesin çok üzüldüm. Değerli bir insanı kaybetti ülkemiz.Rutkay Aziz: “Hıfzı Topuz, Nâzım Hikmet’in çok yakın dostuydu. Nâzım Kültür Sanat Vakfı’nın kurucularındandı. Aydınlanmanın en önde gelen hocasıydı. Yazarlığı ve devrimciliği ile öncü bir insandı. Onunla birlikte olmaktan hep gurur duydum. Işıklar içinde uyusun.”