Ceyda Güneş, 1989 yılında Erzincan’da dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte 1992 yılında Aydın’ın Didim ilçesine taşındı. Didim’de geçirdiği çocukluk ve gençlik yıllarında, ilkokul ve lise eğitimini başarıyla tamamladı. Lise sonrası eğitimine devam etmek amacıyla mimari restorasyon alanında eğitim aldı.
Güneş, sadece akademik alanda değil, aynı zamanda felsefe, mitoloji, tarih ve sanat gibi birçok farklı alanda da ilgi duymaktadır. Bu ilgileri doğrultusunda kendisini geliştirmiş ve geniş bir bilgi birikimine sahip olmuştur.
Toplumsal sorumluluk bilinciyle hareket eden Güneş, birçok kadın derneğinde aktif rol almış ve kadın hakları mücadelesinde yer almıştır. Kadınların eğitim, iş gücüne katılımı, ve toplumsal yaşamda eşit haklara sahip olmaları konularında çeşitli projelerde yer almıştır.
Güneş, şu anda bir çocuk annesi olarak aile yaşamını sürdürmektedir. Ancak toplumsal sorumluluklarını da ihmal etmeyerek, kadın hakları ve eşitlik mücadelesine destek vermeye devam etmektedir.
Araştırmacı Yazar Ceyda Güneş: HER ÇAĞIN BİR MEDUSALARI VAR MİTLER VE TÖRELER ALTINDA KATLEDİLEN
“HER ÇAĞIN MEDUSALARI” isimli kitabını anlatan araştırmacı yazar Ceyda Güneş: Heraklia’dan Didim’e, Medusa’dan Yağmur Tayhan’a mitler, töreler ve eril şiddet altında katledilen tüm kadınlara yazdım kitabımı.
Yazar Ceyda Güneş; “Mitolojik araştırma” olan “Her Çağın Medusalarını” okuruyla buluşturdu. Yeni kitabını anlatan Güneş “Kadının varlığına bir de mitolojik olarak bakmak istedim” diyor.
Bu kitabı hazırlamanızda size ilham veren şeyler ne oldu?
Ülkemizde mitoloji, felsefe hep ihmal edilen bir konu oldu. Aydın’ın bu tarihi mitolojik ilçesinde büyümem elbette ki en büyük etkenlerden biri. Yunan mitolojisi ve bıraktıkları tarihi eserlerin içerisinde büyümüş olmam okuduğum bölüme kadar etkilemiştir beni. Mimari Restorasyon mezunuyum. Yıllarca kadın hakları ve eşit yaşam için bende kız kardeşlerim ile mücadele verdim, vermekteyim.
Medusa Didim’e uğrayan her turistin ve yabancının önünde ve yanında fotoğraf çekilen bir objenin ötesine geçemedi yıllardır. Bir kadın olarak Medusa’yı merak edip araştırıp öğrenmek istedim. Ve araştırmalarım beni Medusa’nın ölümlü dişi bir gorgondan (canavardan) çok daha fazlasına götürdü. Medusa mitin de biz kadınlar vardık. Ve çağımıza süregelen kehaneti.
Kadınların karanlık bir dönem yaşadığı bugünlerde, Medusa’yı anlatıyorsunuz. Bu bağlam ne ifade etmeli okurlar için?
İnsanlık tarihine baktığımızda, birbirini sarmalayan kültürler aracılığıyla türlü hikâyelerin efsanelerin ve mitlerin doğuşuna kaynaklık eden bir süreç görmekteyiz. Bu anlatılar ait oldukları toplumların değer yargılarını ve yaşam biçimlerini doğrudan ve dolaylı olarak yansıtarak kolektif bir bilincin oluşmasını sağlamıştır. Hakikatlerin yaratımı bu sayede gerçekleşmiştir. İyinin, kötünün, güçlünün ve zayıfın karşılığı dilden dile, kulaktan kulağa mitler, efsaneler ve hikâyeler aracılığıyla yayılmıştır. Bu hikâyeler birçok konuda olduğu gibi, toplumlardaki cinsiyet normlarının biçimlenmesi ve kadınlık kavramının kurgulanışına da etki etmiştir çünkü hikâyelerde kullanılan kavramlar sosyokültürel yaşamla doğrudan bağlantılıdır. Bu kitapta Medusa’nın hikâyesi aracılığıyla aktarılan toplumsal cinsiyet normları ve yaratılan kadın imgesini inceleyip okuyacaksınız.
Medusa da tecavüze uğruyor, tecavüzcüsü aklanıyor ve kendisi bir kadın olduğu için cezalandırılıyor suçlu bulunuyor. Sonunda ise Medusa katlediliyor. Anlattıklarım çok tanıdık geldi değil mi?
Tam olarak bundan bahsetmek istedim. Deme ki biz kadınlar her çağın Medusalarıyız.
Kitabın yazım aşamasında sizi en çok etkileyen kısım hangisi oldu?
Antik çağlarda kadınlar, toplum tarafından çoğunlukla eziliyor “cadı”, “fahişe” vb. gibi ithamlarla anılıyordu. Hatta katlediliyordu. Yunan mitolojisin de Medusa da bu kadınlardan biridir. Sizlere Medusa’nın uğradığı haksızlığı anlatacağım ve çağlar boyunca var olan Medusaları da… Çağlardan itibaren değişmeyen ithamlarla, adetlerle, törelerle ve haksızlıklarla katledilen Medusa’ları… Tarihler ve isimler değişse de ne ölenler değişti ne de öldürenler. Bir bütün olarak etkiliyor anlatılar aslında.
Son olarak kitabınızı okuyacak okurlara ne söylemek istersiniz?
Dediğim gibi Antik çağlardan bu yana kadınlar sürekli farklı ithamlarla bahanelerle katledildi. Yunan mitolojisin de Medusa da bu kadınlardan biridir. Medusa Ege bölgesin de yaşadı ve öldürüldü. Didim’de son yıllarda birçok kız kardeşimiz katledildi. Ben kitabımın sonun da bu çağın katledilen Didimli Medusalarına yer verdim. Çağlardan itibaren değişmeyen ithamlarla, adetlerle, törelerle ve haksızlıklarla katledilen Medusa’larıydı onlar Didim’in… Tarihler ve isimler değişse de ne ölenler değişti ne de öldürenler. Kimisi amca deyip elini öpmüştü katilinin, kimisi sevmiş âşık olmuştu, kimisi hayatı paylaşmıştı katilleriyle. Ege’de bu küçük ilçe de Medusa’nın kehaneti içinde katledildi Didim’in güzel kadınları. Tıpkı Medusa’nın uğradığı haksızlık, töre, mitler gibi süregelen kadın cinayetlerine giydirilen onlarca bahaneyle. Kitapta yer veremediğim ve her gün katledilerek bir yeni ismin eklendiği tüm çağımızın güzel gülen Medusa’larına…