“Alevli Günler” yeniden sahnelendi. Tiyatro, “Öldükten sonra yakılabilecek mi” sorusuna yanıt arayan profesör ve arkadaşlarının bürokrasiyle komik mücadelesini konu alıyor
Tiyatro sahnesinde ustalar olunca seyir keyfi bir başka olur; beklenti de bu söylediğim kadar yüksek olur. Önceki akşam sahnelenen “Alevli Günler”in yazarı Irmak Bahçeci, yönetmeni ise Yıldıray Şahinler. Oyuncular ise deyim yerindeyse muhteşem dörtlü: Bahtiyar Engin, Erkan Can, Güven Kıraç ve Levent Ülgen… Çocukluğundan beri ayrılmamış üç arkadaş… Biri mahallenin kasabı, biri muhasebeci, biri de Türk kültürü profesörü olmuş yakın arkadaşların etrafında dönen olaylar zincirine tanıklık ettik. Profesör, kanser olunca, inancı gereği öldükten sonra yakılmayı vasiyet eder. “Ama burası Türkiye, Hollanda değil” vurgusunun sürekli yapıldığı oyunda, öldükten sonra yakılabilecek mi sorusuna cevap arayan profesör ve arkadaşlarının bürokrasiyle olan komik mücadelesi bize “Yaşar-yaşamaz” hikâyesini anımsatıyor.
‘BUGÜN GİT YARIN GEL’
Oyunda Ülgen’i muhasebeci, Engin’i kasap, Güven’i profesör, Can’ı ise çeşitli rollerde seyrediyoruz. Gülmekten ara ara kesilen oyunda sahnede oyuncular, salonda ise seyirciler kahkahalarını tutamadı. Oyunda vurgulanan, “Bugün git yarın gel” bürokrasisinin komikliği aslında ülkemiz gerçekliğinde trajikomik bir hal almış durumda. Çoğu zaman farklı olana yaşam hakkı vermeyen düzenle karşı karşıyayız. Tüm bu acıklı gerçekler usta oyuncuların başarısıyla birleşince tadından yenmez bir oyun çıkıyor ortaya. Günümüze göndermelerin olduğu, temponun hiç düşmediği, her cümlenin düşüncürü ve güldürücü gücüyle salondan ayrılan seyircilerin yüzünde gülümseme ve övgü dolu sözler vardı.
Güven Kıraç’ın oyuncu gücü ve karakterdeki başarısı kocaman bir takdiri hak ediyor. Erkan Can’ın kadın kılığından, komiser kılığına kadar değişik rollerdeki ustalığı, Engin ve Ülgen’in sürekli sahnede olmaları ve ritmi hep havada tutmaları ise seyircinin uzun alkışlarıyla ödüllendirildi.
Detayların önemsendiği gerçekçi dekor tasarımı ve oyunun müzikleri uyumlu ve dikkat çekiciydi.
Oyunda hem bireysel hem toplumsal mücadele kazanacak mı? Yani profesör öldükten sonra isteğine ulaşacak mı, yakılacak mı? sorusunun cevabı ise oyunda saklı.