Sarıyer’de konuşan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu , “Sadece Cumhuriyet Halk Partililer değil, bütün İstanbulluları göreve davet ediyorum” dedi. İmamoğlu, “Günün sonunda, herkesten şunu isteyin: Deyin ki ‘Bu arkadaşlar, Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları kimseyi dışarıda bırakmaz. Kimseyi ayırt etmez. Adaletten yana olan bizler büyük bir ittifak kurduk’ deyin. Hep birlikte büyük bir millet ittifakı kuracağız” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu,
Sarıyer Çayırbaşı’nda yurttaşlarla buluştu.
İmamoğlu, halk buluşması öncesinde
İstinye, Yeniköy, Tarabya, Sarıyer Merkez ve Cumhuriyet mahallerinde, CHP
Sarıyer Belediye Başkan adayı Mustafa Oktay Aksu ile birlikte ilçe turu yaptı.
Göz Atın
Son dakika haberi… Ekrem İmamoğlu’ndan Muharrem İnce’ye: ‘1991’i bilmemek suç değil, 2019’u bilmek marifet’
Ekrem İmamoğlu, İstanbul için 10 maddelik afet planını açıkladı: İktidara ‘proje’ göndermesi
“Sabah Bakırköy’deydim” diyen İmamoğlu, “Daha önce Fatih’teydim. Ardından
Kağıthane’ye geldim. Şimdi Sarıyer’deyim ve güzel bir buluşma yapıyoruz. Ve bu
buluşmayla beraber, aslında yavaş yavaş ısınıyoruz. Bu ısınmayı, göreceksiniz
öyle bir büyüteceğiz ki, İstanbul’un ittifakı, İstanbul’un birliği ve
beraberliği tarihte görülmemiş bir yerel seçimi hepimize yaşatacak” ifadelerini
kullandı.
Güçlerini birleştiricilikten aldıklarına vurgu yapan İmamoğlu,
“Gücümüzü; birleşmeden, bir arada olmadan, icraatçılıktan, halkçılıktan
alıyoruz. Çocuklarımıza hizmet etmek, bizi çok mutlu ediyor. İcraat yaptığımız
için güçlüyüz. Bu şehrin bütün evlatlarını düşündüğümüz için güçlüyüz.
Rantçıları değil, halkçıları seçin” dedi.
“ALLAH AŞKINA, BÖYLESİ GÜZEL BİR YERİ BİR BELEDİYE NİYE
SAKLAR?”
Görev süreleri boyunca İstanbul’da vatandaşın her sorununa
koştuklarının altını çizen İmamoğlu, şunları söyledi:
“Biz, bu şehrin unutulmuş her alanını yeniden ayağa
kaldırdık. Hemen yanı başınızdaki Büyükdere Fidanlığı’nı biliyorsunuz değil mi?
Yıllarca o koca alanı çöp haline getirdiler. Hatta bu bölgede insanların
huzurunu kaçıran bir merkeze dönüştü. Öyle değil mi? Ben orayı gördüğümde dedim
ki, ‘Allah aşkına, böylesi güzel bir yeri bir belediye niye saklar?’ Ben
düşündüm, düşündüm, birkaç sene bunu bulamadım. Benim aklım ermedi.
Bizim aklımızda şeytanlık yok. Biz bilmiyoruz. Allah,
bunların yardımcısı olsun. Allah, bunlara akıl versin. Orayı, yıllar önce
buranın huzuru için açsalardı kötü mü olurdu? Şimdi pırlanta gibi bir yer oldu.
Yine yıllarca milletten uzak tuttukları, Atatürk Kent Ormanı’na gittiniz mi?
Nasıl, güzel olmuş değil mi? Biz ne yapıyoruz biliyor musunuz? Milletin malını,
millete emanet ediyoruz. Onlar, milletin malını bir avuç insana emanet etmek
için çalışıyorlar. Biz, ‘Hayır’ diyoruz, ‘Milletin malı millete.’ Adamcılık
yok, kayırmacılık yok.”
“YAKLAŞIK 200 BİN İNSANIMIZI İLGİLENDİREN TAPU SORUNUNU
ÇÖZDÜK”
Sarıyer’de yaşanan tapu sorununa değinen İmamoğlu, “Biz bu
ilçede, yaklaşık 200 bin insanımızı ilgilendiren tapu sorununu çözdük.
Dağıtımına başladık. Dağıtmaya da devam edeceğiz. Bakın 200 bin insan; 40 yıl,
50 yıl… Gençlik Ofisi açtık. Çok kötü, metruk durumdaki Duatepe’yi yeniledik,
insanlarımıza açtık. Orayı da görün. İstanbul en güzel manzarasını görün.
Yapamadılar. Yarım bıraktılar. Müteahhit çalışmıyordu. Aşiyan-Rumelihisarı
fünikülerini bitirdik, milletimize açtık. Yine Rumelihisarüstü’nü pırlanta gibi
meydanıyla, çevresiyle bitirdik. Yetinmedik; öğrencilerine çile çektirilen,
öğrencilerine zulüm ettirilen Boğaziçi Üniversitesi gençlerine Kent Lokantası
açtık. Biz, bu şehrin dokunulmamış, unutulmuş, insanlarını mutlu edecek her işi
yaptık” diye konuştu.
“ONLARA DÜNYAYI DAR ETTİNİZ. SİZLERE HELAL OLSUN”
2019 yerel seçim sürecini hatırlatan İmamoğlu,
şöyle konuştu:
“Bunlar bize görevi devrederken… Daha doğrusu onu da
beceremediler ya. Görevi elimizden almaya kalktılar. Milletin hakkı, hukukunu
çiğnediler. Hatırlayın 2019’u. Seçimi iptal ettiler. Hoş bu millet kendi
iradesine, hakkına, hukukuna müdahale edene, hayatının en büyük dersini verdi.
Onlara dünyayı dar ettiniz. Sizlere helal olsun. Ve 13 bin oyu, 806 bin oya
çıkarttınız. Ne dediler o zaman? ‘Bunlar sosyal yardımları keser’ dediler değil
mi? Tam 6 katına çıkarttık. Onlar, sadece bir öğrenciye burs verdiler. O da 200
bin dolar burslu öğrenci okuttular. Bir kişi. Torpilli. Biz ne yaptık? Sadece
bu sene, tam 100 bin üniversite öğrencimize burs dağıttık. Bu sene 7 bin 500
lira verdik. Seneye 15 bin lira vereceğiz. Biz göreve geldiğimizde, bu nasıl
sıfırsa, kreş de sıfırdı. İstanbul’un en büyük kreşlerinden birisini, Büyüklere
Fidanlığın içinde açıyoruz.
Öğrenci alıyor yavaş yavaş. Bakın sıfırdı; 4 yılda, 4,5
yılda 100 adet kreşimiz oldu. Bir değil, üç değil, beş değil, on değil, 100
tane. Hem de pırlanta gibi. Niçin yapıyoruz biliyor musunuz? Benim şehrimin
evlatları eşitlenecek. Benim buradaki pırlanta gibi çocuğumla, pırlanta gibi kızımla,
oğlumla; başka bir yerdeki çocuklarımız da eşit olacak. Herkes eşit olacak.
Darda, açıkta kimse kalmayacak. Kıyıda, kenarda kimse hissetmeyecek. Biz bunu
başardık. Biz, bu şehirde üniversite öğrencilerimizi yurtta da yalnız
bırakmadık. Sadece 4 yılda, 5 bin 200 gencimizi misafir ediyoruz.”
“TAPUNUZU DA DAĞITAN BİZ…”
“Bakın; tapunuzu da dağıtan biz. Yıllardır dokunmadıkları
altyapınızı da dağıtan yapan biz. Üstyapınızı da parklarınızı da meydanlarınızı
da yapan biz. Bunlar, hizmet yapmadılar. Bakın; dokunmadıkları altyapının
tamamını, hele hele pandemi döneminde sel, su baskınları, insanları hayatından
bezdiren bütün o kötü altyapı düzenini değiştirdik. Pırlanta gibi. Altyapıda
atık suyu, yağmur suyunu, Baltalimanı’ndaki Biyolojik Arıtma Tesisi’ni bitirdik.
Yetinmedik; yıllarca ihmal edilmiş çöp halinde duran Baltalimanı Deresi’ni,
Baltalimanı’nın çevresini bir yaşam vadisine dönüştürdük.
Biz iş yaptık, iş yapmaya devam edeceğiz. Onlar bize çamur
atacak, onlar bizi kötüleyecek, onlar bizi köşeye sıkıştırmaya çalışacak. Bizim
işlerimizi engellemeye çalıştılar Kamu bankalarından bir lira kredi vermediler.
Bize ait, hepimizin vergisiyle beraber çalışan TRT’de, 5 senedir bizi 1 dakika
bile haber yapmadılar. Ama ne yaparsa yapsınlar, onların arkasında ne var
biliyor musunuz? Onların arkasında bir kişi var. Bizim bu yolculuğumuzun
arkasında millet var millet. Onun için biz, söz verdik mi yapanlardanız.”
“SARIYER’DE, ŞÜKRÜ BAŞKAN GÜZEL İŞLER YAPTI”
“Sarıyer’de, Şükrü Başkan güzel işler yaptı. Kendisine
teşekkür ederiz. Ama şimdi başka bir arkadaşımız görev yapacak. İki dönem, 10
yıldır Büyükşehir Belediyesi’nde birlikte görev yaptığımız, Meclis’te ve
komisyonlarda birlikte çalıştığınız, yine Sarıyer’in evladı Oktay Aksu ile
görev yapacağız. Şimdi onunla da yürüyeceğiz. Görev devir-teslimi olur. Şimdi
bundan sonra, önümüze bakacağız. Geride kalanlar kaldı, önümüze bakacağız. Tam
gaz koşacağız. ‘Tam yol ileri’ diyeceğiz. Hepinizden isteğimiz var. Çevrenizde
eşiniz, dostunuz, ahbabınız, komşularınız… Güzel ablalarım, benden hepsine
selam söyleyin. Oktay Başkan’dan herkese selam söyleyin. Çok çalışacağız.
Ahlaklı çalışacağız.
Adaletli olacağız. İcraat yapacağız. Milletimizi
düşüneceğiz. Siyasi parti ayrımı yapmayacağız. ‘O parti, bu parti’ demeyeceğiz.
Milletimizi düşüneceğiz. Milletimizin evlatlarına layık olacağız. Şu güzel
annemizin, şu güzel teyzemizin, güzel ablalarımızın, evlatlarımızın, sevgili
gençlerin hakkını vereceğiz. Hiç kimsenin hakkını yedirmeyeceğiz. Aynı zamanda
hak da yemeyeceğiz. Hak yiyenlerden bu milleti Allah korusun. Buna müsaade
etmeyeceğiz.”
“BÜTÜN İSTANBULLULARI GÖREVE DAVET EDİYORUM”
“İstanbul Gönüllüleri, İstanbul İttifakı sizlerle büyüyecek.
Hep birlikte kocaman bir aile olacağız. Sadece Cumhuriyet Halk Partililer
değil, bütün İstanbulluları göreve davet ediyorum. Hep birlikte coşacağız, hep
birlikte koşacağız milletçe. Hep iyi dil, güzel dil kullanacağız. Dijitalde
çalışın, sokakta çalışın, broşür dağıtın, gidin insanları ikna edin, sandıkta
görev alın. Milletçe bir demokrasi şölenine, demokrasi seferberliğine
koşacağız.
Günün sonunda, herkesten şunu isteyin: Deyin ki ‘Bu
arkadaşlar, Ekrem İmamoğlu ve arkadaşları, kimseyi dışarıda bırakmaz. Kimseyi
ayırt etmez. Adaletten yana olan bizler, büyük bir ittifak kurduk’ deyin.
‘Hukuktan yana olan bizler, büyük bir ittifak kurduk’ deyin. Ve biz ne
yapacağız? Sarıyer Belediye Başkanımıza oy isteyeceğiz. Sarıyer Meclisi’ne oy
isteyeceğiz. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanınıza oy isteyeceksiniz. Hep
birlikte büyük bir millet ittifakı kuracağız.”
“OY VERSİN, VERMESİN; MİLLETİMİZE HİZMET ETMEK ONURDUR”
“Bunlar, bir kişiyi arkalarına almış. O bir kişi de milleti
tehdit ediyor. ‘Oy verirsen hizmet veririm’ diyor. Biz de diyoruz ki, ‘Oy
versin, vermesin; milletimize hizmet etmek onurdur. Biz milletimize hizmet ede
ede kazanacağız. Bizim için esas olan, gönül kazanmak; onlar için esas alan,
sadece oy almak. Partizanlığı yıkacağız. Göreceksiniz; hep birlikte çok güçlü
bir İstanbul süreci daha yaşatacağız. Biz, bu şehri kendine getirdik. Bu şehri,
kötülüklerden koruduk. Milletin parsellerinde imar artışına bir tane bile
müsaade etmedik.
Tek bir yeşil alanı bile imara dönüştürmedik. Tapu
sorunlarını biz çözeceğiz. Sizi kimse, evinizden edemeyecek. Biz çözüyoruz;
çözmeye devam edeceğiz. Bizim karşımızdaki aday, bir kişiden talimat alıyor.
Onun buyrukları, herkes için emir oluyor. Biz, milletimizden talimat alıyoruz.
Biz halkçılığın, biz demokrasinin temsilcileriyiz. Biz, ‘Egemenlik kayıtsız
şartsız milletindir’ diyen Atatürk’ün temsilcileriyiz. Onun için yılmayacağız,
yıkılmayacağız; dimdik ayakta yolumuza devam edeceğiz.”
“ONLARA ÖYLE BİR DERS VERECEKSİNİZ Kİ…”
“Biz yoksulu, yoksulluğu bitirmeye dönük süreçte
adımlarımızı atacağız. Onlara da öyle bir ders vereceksiniz ki; seçimden sonra
kalan sürelerinde gitsinler 2-3 basamak haline gelmiş enflasyonu düşürsünler.
Emeklinin, dar gelirli vatandaşımızın gelirlerini arttırsınlar. Ekonomiyle
uğraşsınlar. Adaleti düzeltmeye gayret etsinler. Bunu yapmaları için ne
yapacağız? Seçimde onlara öyle bir demokrasi şamarı atacağız ki, kendine
gelecekler. Kendine gelip, işine bakacaklar. Hükümet, işine baksın. Sevgili
Sarıyerliler, bu daha ısınma. Bu daha ilk buluşmam sayılır. Dün, minik bir
buluşmamız oldu. Bugün de sizleri selamladık.
Gene geleceğim. Birkaç kez daha geleceğim. Sadece Sarıyer’e
değil, 39 ilçemizi en az 3’er defa gezeceğim. Biz, atom karınca gibi
çalışacağız. Onlar peşimizden koşmaya çalışacaklar. Yarı yolda nefes nefese
kalacaklar, nefes nefese. Bizimle mücadele edemez onlar. Onlar, koşarken bile
talimat alıp koşan insanlar. Biz ise, ‘Tam yol ileri’ diyen, gücünü milletten
alan insanlarız. Hepinizi çok seviyorum. Sürecimiz hayırlı olsun. Yolumuz açık
olsun. Sarıyer milletimizin olsun. İstanbul milletimizin olsun. Her şey çok
güzel olacak.”