2024 yılı, Ukrayna tarihinde kritik yıldönümleriyle dolu. Başka deyişle sonu “4” rakamıyla biten tarihler, Ukrayna’nın kaderi açısından kritik önemde.
1654’te Ukrayna Kozakları, Rusya’nın himayesine girmişti (yani Rusların tabiriyle bu yıl “Rusya-Ukrayna Birleşmesi”nin 370. yıldönümü). Ukrayna, 1500’lerden 1600’lerin ortalarına kadar Polonya yönetiminde kalmış ve ezenler Polonyalı, Katolik ve toprak ağası; ezilenlerse Ukraynalı, Ortodoks ve yoksul köylü olduğundan ulusal, dini ve sınıfsal baskılar üst üste gelmişti. Polonyalılara boyun eğmek istemeyenler, Dinyeper Nehri’nin öte yakasında savaşçı birlikler kuruyordu ki bunlara “Kazak” veya “Kozak” denmekteydi. 1648’de, Kozak lideri Bogdan Hmelnitki’nin isyanıyla Ukrayna’nın önemli kısmında Polonya yönetimine son verildi. Ne var ki Kozaklar, üç gücün arasındaydı: Batıda Polonya, güneyde Osmanlı ve Kırım Hanlığı, doğudaysa Rusya. Bu üç güç arasında Kozakların uzun süre bağımsız kalamayacağını, bunlardan birinin himayesinin gerekeceğini düşünen Bogdan Hmelnitski, ilk başta Osmanlı himayesine girmişti. Fakat Osmanlı’nın o dönemde Girit seferiyle uğraşması, kuzeye ayıracak gücü olmaması nedeniyle bu himaye kısa sürmüştü. Nihayet, 1654’te Hmelnitski, Kozak konseyini toplamış ve onlara, bu üç güçten hangisini seçtiklerini sormuştu. Konseyde ihtiyarlar “din kardeşleri” olan Rusları seçince Ukrayna Rusya’nın himayesine girmiş ve bu, 1783’te Ukrayna’nın Rusya’ya tamamen bağlanmasıyla sonuçlanmıştı.
KIRIM MESELESİ
İkincisi ise bu yıl, Kırım’ın Ukrayna’ya verilmesinin yıldönümü. Tam 70 yıl önce 1954’te Sovyetler Birliği’ndeki federe birimlerden Rusya’da bulunan Kırım Yarımadası, SSCB’nin diğer bir federe birimi olan Ukrayna’ya verilmiş ve bu, “Rusya-Ukrayna Birleşmesi’nin 300. yıldönümü hediyesi” olarak sunulmuştu. Aslında bu, hediyeden ziyade Kırım’ı kalkındırma yükümlülüğünün Ukrayna’nın üzerine “yıkılmasıydı”. Zira Kırım, 2. Dünya Savaşı’nda yıkılmış ve Kırım Tatarları Orta Asya’ya sürülünce, Kırım ekonomisi tamamen çökmüştü. Ruslar, bunun sorumluluğunu hediye görünümü altında Ukrayna’ya yıkıyordu sadece. O dönemde bütün birimler, Moskova’ya bağlı olduğu için bu değişiklik, bir ilin ilçesini bir başka ile bağlamaktan pek farklı değildi. Ne var ki 1991’de SSCB dağılıp da federe birimlerin sınırları uluslararası sınırlara dönüşünce mesele değişti. Rusya, Kırım’ı ele geçirme fırsatını 2014’te yani tam 10 yıl önce bulacaktı.
Ukrayna’daki savaşa giden süreç de tam 10 yıl önce, 2014’te başladı. Batı yanlısı gruplar, dönemin Ukrayna Devlet Başkanı Yanukoviç’i devirince Rusya, ihtilal sonrası karışıklıktan yararlanarak Kırım’ı ele geçirmişti. ABD yönetimi, Ukraynalı ihtilalcileri desteklerken ihtilalin ardından Obama yönetimi, Kırım nedeniyle Rusya’yla savaşmayacağını açıklayarak Ukrayna’daki Batı yanlılarını ortada bırakmıştı.
Kısacası Ukrayna, büyük güçlerin arasında, devletleşme ve uluslaşma sürecini henüz tamamlayamamış olmanın sıkıntısını yaşadı ve yaşıyor. Bazı şartlar altında tarih tekerrür ediyor. Ukrayna’yı daha yakından tanımak isteyenlere yine Cumhuriyet Kitapları’ndan çıkan “Ukrayna: Dünyanın Siyasi Fay Hattı” adlı kitabımı tavsiye ederim.
[email protected]