İstanbul Barosu ve İstanbul Tabip Odası’nın 20-21 Ocak tarihlerinde düzenlediği “Öncelikli Bir Halk Sağlığı Sorunu İstanbul – Marmara Depremi” kongresi dün sona erdi.
Beyoğlu’nda İstanbul Barosu Orhan Apaydın Konferans Salonu’ndaki oturumun “İstanbul Depremi ve Olası Sonuçları” bölümünde deprem açısından riskli ilçelerdeki kişi başına düşen toplanma alanlarının artırılması ve bu alanların altyapı bağlantılarının sağlanmasına yönelik çalışmalara değinildi.
Büyük kitlesel afetlerde adli tıp hizmeti vermek amacıyla görevlendirilen uzmanların çalışma sürelerinin en fazla beş günle sınırlı kalması gerektiğine dikkat çekildi. Marmara bölgesinde toplam 14 bin 508 yoğun bakım ünitesinin olduğu da belirtilerek çoğu hastanede yoğun bakım üniteleri dışında kritik bakım sağlayacak alanların belirlenmediğinin altı çizildi.
Kongrenin “Deprem ve Çözümsel Yaklaşımlar” başlıklı oturumda ise imar affı sonrasında planlaşma açısından yaşananlardan söz edildi. Afete dirençli bir İstanbul’un yaratılması için kentin altyapısının, yolları, üretim alanlarının bir sistem olarak ele alınması gerektiğinden bahsedildi. Kent içi ve bölgesel afet tahliye rotalarının oluşturulması gerektiğine de vurgu yapıldı.