Meclis genel kurulunda bu hafta görüşülecek olan “Torba Kanun”da yer alan bir maddeye göre; sağlıkçılar, mühendisler, çağrı merkezi çalışanları, posta ve kurye işçilerinin iş sağlığı ve güvenliği yine öteleniyor. EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca yasada yer alan maddeye ilişkin tehlikelere dikkat çekti.
Meclis genel kurulunda görüşülmesi 2024 Yılı Bütçesi görüşmeleri nedeniyle ötelenen ve bu hafta görüşülecek olan “Torba Kanun”da yer alan bir maddeye göre; kamu hastanelerinde görev yapan doktor, hemşire, sağlık personeli için, Karayollarında, Devlet Su İşlerinde dağda, taşta, arazide kontrolörlük yapan mühendisler, teknik personel için, çağrı merkezleri için, özellikle asansör kazaları ile gündemde olan KYK yurtları için, her ay motokurye ölümlerinin yaşandığı “posta ve kurye hizmetleri” için “iş sağlığı ve güvenliği hizmetleri“ yine öteleniyor.
Emek Partisi Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, torba yasadaki bu maddeye dikkat çekerek “Ölümler sürüyor ve meydana gelen her ölümün sorumlusu işverenler olduğu kadar Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’dır. Torba Kanun’da yer alan bu madde derhal geri çekilmelidir!” dedi.
“HER GÜN EN AZ 5 EMEKÇİ ÖLÜYOR”
Son Bakan Vedat Işıkhan’ın göreve başlamasının üzerinden geçen 6 aylık sürede en az bin emekçinin iş cinayetlerinde hayatını kaybettiğini ifade eden Karaca, bakanlığın kaza ve ölümleri izlediğini söyledi. Son iş cinayetlerini hatırlatan Karaca, bu cinayetlerde işverenlere dokunulmazken, görevi işverene rehberlik etmek olan, önlem almak gibi bir yetkisi olmayan iş güvenliği uzmanlarının tutuklandığına dikkat çekti. Karaca şöyle konuştu:
“İki hafta önce, otuzlu yaşlardaki İsmail Özbay ve Halil İkiyıldız, Ankara’daki bir inşaat şantiyesinde 30. Kattan düşerek hayatını kaybetti. On gün önce Hakkari’de Hamza Keskin, İstanbul’da Erhan İnci çalıştıkları inşaatta yüksekten düşerek hayatını kaybetti. Bir hafta önce, Niğde’de bir gazoz fabrikasında su tankı temizliği sırasında 35 yaşındaki Faruk Sert ile 29 yaşındaki Ufuk Kılıçarslan zehirlenerek hayatını kaybetti. Geçen hafta Denizli’nin Acıpayam ilçesinde krom madenindeki göçükte Maden mühendisi Kadir Özer ile işçilerden Mustafa Karahan hayatını kaybetti. Ve 15 Aralık’ta Kadıköy Caferağa’da bir binanın yıkımı sırasında 1 işçi molozların altında kaldı. Hemen her gün en az 5 emekçi iş kazaları, iş cinayetleri sonucu hayatını kaybediyor.
“İŞVERENLERE DOKUNULMUYOR”
Hatırlatıyoruz, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görevleri arasında; “İş sağlığı ve güvenliğini sağlayacak tedbirlerin uygulanmasını izlemek, çalışma hayatını denetlemek” de var. Ama görüyoruz ki bakanlık, kazaları ve ölümleri sadece izliyor. Son Bakan Vedat Işıkhan’ın göreve başlamasının üzerinden geçen 6 aylık sürede en az 1.000 emekçi iş kazalarında hayatını kaybetti. Hepimiz biliyoruz ki bu ölümler kaza değil; “Cinayet”…
Peki bu cinayetler işlenirken ne mi oluyor? İşyerlerinde işçi sağlığı ve güvenliğini sağlamakla yükümlü olan işverenlere dokunulmuyor. Ya Niğde’deki gazoz fabrikasında olduğu gibi görevi işverene rehberlik etmek olan, önlem almak gibi bir yetkisi olmayan iş güvenliği uzmanı tutuklanıyor ya da Ankara Keçiören’de olduğu gibi hiç kimse tutuklanmıyor.”
“SİSTEM İFLAS ETMİŞTİR”
2013 yılında yürürlüğe 6331 sayılı iş sağlığı ve güvenliği kanununun yasalaşmasının üzerinden 11 yıl geçmiş olmasına rağmen halen yürürlüğe konulmayan maddeleri olduğunu hatırlatan Karaca “Bunlardan birisi de ‘Az Tehlikeli Sınıftaki’ işyerlerinde iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırılmasına ilişkin hüküm. Yıllardır AKP iktidarı bu maddenin yürürlük süresini öteleyip duruyor” dedi.
“6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile getirilen sistem iflas etmiştir. İşçi sağlığı ve iş güvenliği kavramı yerine iş sağlığı güvenliği kavramının kullanılması bile işçilerin canlarının önemsenmediğinin bir göstergesi.” diyen Karaca işçi sağlığı ve iş güvenliğine, iş kazalarına, meslek hastalıklarına ilişkin çok söz söylediklerini, çok önerilerde bulunduklarını ama iktidarın bugün yine işçiden yana değil, işverenden yana tavır alarak meclise gelen torba yasada yine işçileri riske atan bir maddeyi geçirmek istediğini söyleyerek, maddenin geri çekilmesini talep etti.