Asya Vasküler Cerrahi Derneği (ASVS) Başkanı Prof. Dr. Hakkı Tankut Akay, dünyada kardiyovasküler hastalıklarda kalp dışındaki ölümlerden sonra ikinci sırada şah damarı tıkanıklığının yer aldığını belirterek, rutin kontrollerin hayat kurtardığını bildirdi.
Asya Vasküler Cerrahi Derneği (ASVS) Başkanı Prof. Dr. Hakkı Tankut Akay, şah damarın (karotis) boyun bölgesinin sağından ve solundan beyne oksijen taşıyan iki ana damar olduğunu söyledi.
Türkiye’de şah damarı tıkanıklığının yaygın görüldüğünü aktaran Akay, şunları kaydetti:
“Şah damarı tıkanıklığı son derece önemli bir hastalık. Bu damarın belli bir dereceye kadar daralması ya da tıkanması durumunda inme yani felç karşımıza çıkar. Yaygın kalp ya da bacak damarlarımızı tıkayan her sebep, boyun damarlarımızı da tıkayabilir. Kolesterol yüksekliği, hipertansiyon, sigara içmek, genetik yatkınlık, beslenme bozuklukları, hareketsiz yaşam tarzı şah damarı tıkanıklığına neden olabiliyor. Bu hastalığın belirtileri göze perde inmesi, görme kaybı, elde, kolda ya da bacakta tutmama, felç olma, uyuşma, karıncalanma, yüz felci, dilimizin bir tarafa doğru çekmesidir.”
Ailesinde damar tıkanıklığı olanların dikkatli olmasını isteyen Akay, özellikle 50 yaşından sonra kalp ve damar cerrahına giderek düzenli damar kontrolü yaptırmak gerektiğini ifade etti.
Ultrasonla tarama yaparak, damarda ne kadar darlık olduğunu tespit edebildiklerini aktaran Akay, şöyle konuştu:
“Rutin kontroller çok önemli. MR anjiyo ya da BT anjiyo dediğimiz yöntemlerle darlığın yerini tespit edip, tanısını koyup, tedavisini yapabiliyoruz. Arkasından da tedaviye başlıyoruz. Tedaviyi üç aşamada uygulayabiliyoruz. Tıbbi tedavide, kan basıncının ve kan yağlarının kontrolünün yapılması, yüksek kan şekerinin engellenmesi ve kan sulandırıcı ilaçlar, radyasyon tedavisi. Darlık belli bir dereceye ulaşmışsa da ameliyat ediyoruz. Ameliyat edilemediği durumlarda stent koyuyoruz. Baş boyun kanseri sebebiyle boyunda daha önce geçirilmiş bir cerrahi tedavinin olması ameliyatı zorlaştıracaktır. Bu durumda da stent tedavisi uygun olabilmektedir.”
“YAŞ ARTTIKÇA GÖRÜLME SIKLIĞI ARTIYOR”
Şah damarı tıkanıklığının toplumda görülme sıklığının yüzde 15 ile 30 oranında değiştiğini dile getiren Akay, yaşlı nüfusun artmasıyla bu hastalığın görülme oranının yükseldiğini bildirdi.
“Yaşlılık hastalığı” olarak da bilindiğini vurgulayan Akay, “50 yaşından sonra sıklık artıyor. 70 yaşından sonra biraz daha, 80 yaşından sonra çok daha fazla artıyor. Yaş arttıkça görülme sıklığı artıyor. Dünyada kardiyovasküler hastalıklarda kalp dışındaki ölümlerden sonra ikinci sırada şah damarı tıkanıklığı yer almakta. Bu hastalıkta ölüm riski oldukça fazla” ifadesini kullandı.
Şah damarı tıkanıklığının tedavisine yönelik Türkiye’de önemli çalışmalar olduğunu aktaran Akay, “Dünyada uygulanan tüm tedaviler ülkemizde de başarılı şekilde yapılıyor. Türkiye, şah damarı tıkanıklığına yönelik tüm tedavileri etkin şekilde uygulanmakta” diye konuştu.