ABD Başkanı Biden’ın İsrail politikaları, ülkedeki Müslümanları hayal kırıklığına uğrattı. 2024 seçimleri yaklaşırken Demokratlar tüm anketlerde dibi gördü. Biden’ın yoğun tepki gören İsrail politikasının arkasında ne var?
Kasım 2024’te yapılacak ABD seçimleri yaklaşırken Biden hükümeti büyük bir krizle karşı karşıya. ABD’li Müslüman seçmen, Biden’ın üzerini resmen çizdi. Son anketlere göre seçimlerin kıran kırana geçtiği ve sonucu doğrudan değiştiren “salıncak eyaletlerdeki” (swing state) Müslümanlar, Biden’dan tamamen ümidi kestiler. Arap-Amerikan Enstitüsü’nün araştırmasına göre Arap Amerikalılarda Demokrat Parti desteği yüzde 57’den yüzde 17’ye düştü.
Yaşam pahalılığı, dünyayı kasıp kavuran savaşlar, ardı arkası kesilmeyen askeri destek paketleri, göçmen sorunu, ülkedeki kutuplaşmanın devamı ve kültürel sürtüşmeler derken Biden hükümeti kendi seçmenini dahi oy verdiğine pişman etti. Biden’la geçen 3 yılın ardından küresel boyutta bir çatışma ihtimali dünyanın geri kalanı gibi ABD’lileri de korkutuyor. Başkanın sağlık sorunlarından bahsetmiyorum bile…
Washington, yılan hikâyesine dönen Ukrayna Savaşı’nı bile nasıl bitireceğini düşünürken bir de İsrail meselesi alevlendi. Özellikle 2022’den bu yana her gördüğü anket sonrası bir dilaltı daha yuvarlayan Biden, şimdi daha zor bir karar vermek zorunda kalacak; Müslümanları kızdırıp Michigan’ı mı kaybedecek? Yoksa Yahudileri kızdırıp Arizona ve Georgia’yı mı?
BIDEN KİMİ KÜSTÜRECEK?
Biden’ın İsrail politikası, 1.5 yıldır Ukrayna üzerinden anlata anlata bitiremediği insan hakları, demokrasi ve uluslararası yasalar açısından bir facia olsa da kendi ve partisinin politik geleceği için mantıklıydı. Sonuçta ABD’de 1.1 milyon Müslüman seçmene karşı 5.8 milyon Yahudi seçmen var. Dahası, bu Yahudi seçmenlerin ciddi bir kısmı ülkenin kritik güç noktalarında bulunan önemli kişilerden oluşuyor. Ayrıca, Yahudi gruplar İsrail’i kayıtsız şartsız destekleyen Cumhuriyetçilere gidebilirler. Müslümanların ise böyle bir alternatifi yok. Onlar Kasım 2024’te ya evde oturacaklar ya da Biden’a oy verecekler.
Tabii Biden’ın politikaları sadece “oy” korkusuyla açıklanamaz. “Ben de bir siyonistim” ya da “İsrail var olmasaydı icat etmek zorunda kalırdık” gibi incilerin sahibi Biden’ın, ABD-İsrail ilişkilerinin jeopolitik öneminden haberdar olacağı tahmin edilebilir. Bu nedenle ABD, İsrail’i desteklerken Biden’ın peşinde olduğu birkaç oydan çok daha fazlasını feda etmekten çekinmeyecektir.
HÜKÜMETTE KIYAMET KOPUYOR
Ancak Biden yönetimi için mantıklı görünen bu hareket, yine kimseyi tatmin etmedi. Protestolara katılan Arap ABD’liler, 2020’de Biden’a oy verdiklerini ancak 2024’te bir daha vermeyeceklerini söylüyorlar. Gazze üzerinde eşsiz bir katliam yapan İsrail’i destekleyenler ise ABD’li yetkililerin ikide bir çıkıp “İsrail, uluslararası yasalara uymalı” demesinden şikâyet ediyorlar.
Biden için bu aykırı seslerin en kötüsü, kendi yönetimi içinden geldi. Politico’nun paylaştığı sızıntılara göre alt ve orta seviye diplomatlar isyandalar. Dış işleri Bakanlığı’ndan istifalar bile geldi. Bir kısmına göre bu politikalar İsrail’in savaş suçlarını onaylıyorken bazıları da ABD’nin azalmakta olan Ortadoğu nüfuzuna son çiviyi çakacağını düşünüyor. Birçok diplomat, Arap mevkidaşlarının “böyle giderseniz, burada kimse telefonunuza çıkmaz” dediğini aktarıyor.
İşte Hamas da stratejisini bunun üzerine kurdu. Hamasın gerilla savaşıyla İsrail’i tamamen yok etmesi beklenemez. Ancak verdirdiği kayıplar sonrası Netanyahu hükümetini tepkilerin odağı yapabilir, Biden’ı ise İsrail’i zor durumda bırakacak bir baskı yaratmaya zorlayabilir. Sonuçta, Biden ve selefi Obama’nın İsrail politikası Netanyahu yönetimini Filistin’le anlaşmaya zorlamak üzerineydi. Bu nedenle, Netanyahu’nın Trump’ı seçtirmek için kampanyalar düzenlediği bile iddia edildi.
2024’TE KIZIL DALGA MI GELİYOR?
Biden’ın facia politikaları sonrası 2022 yılında yapılan ara seçimlerde bir “kızıl dalga” beklentisi oluşmuştu. Cumhuriyetçiler rüzgârı arkalarına alıp hem Senato’yu hem de Temsilciler Meclisi’ni ele geçireceklerdi. Evdeki hesap çarşıya uymadı. Biden, kötünün iyisi bir sonuçla en azından Senato’yu Demokrat Parti kontrolünde tutmayı başardı.
Bu sefer ise Biden’ın işi daha zor gözüküyor. Anketlerin hiç biri partisi için iyi bir görüntü çizmedi. Trump, şu an için o kadar rahat ki partisinin seçim münazaralarına bile katılmıyor. Hakkında açılan bir sürü davaya rağmen oyları yükselmeye devam ediyor. Böyle giderse Cumhuriyetçilerin kongreye tamamen sahip olduğu bir kâbus senaryosu Biden’ın kapısını çalacak.
Tabii henüz çok erken. Seçime daha çok uzun bir süre var. Dahası, Demokratlar her seçim öncesi kullandıkları “Black Lives Matter” kartını sahaya sürmedi. Azınlık gruplar üzerinde “ bize oy vermezseniz faşizm hepinizi bu ülkeden atar” baskısı oluşturulmadı.
Ancak bu baskı unsuru eskisi kadar güçlü olmayabilir. Donald Trump, muhafazakâr görüşe sahip siyah ve latino gruplardaki desteğini giderek arttırıyor. Böyle devam ederse Kasım’da Müslümanların evde oturması Biden’ın 2024 hayallerine son darbeyi vuracak.