Diş ağrısı şikâyetiyle başvurduğu hastanede 100 kişiden yalnızca 5inde görülen bir rahatsızlığa sahip olduğunu öğrendi. Feride Kandan’ın hayatını altüst eden delirten hastalıka yol açan 2 sebebe dikkat çeken Prof. Dr. Derya Uludüz ise MR ve ağrı kesicilerle ilgili uyarıda bulundu.
Zeynep Dilara Akyürek / Milliyet.com.tr – Antalya’nın Kepez ilçesinde yaşayan iki çocuk annesi Feride Kandan, bir sabah uyandı ve dişinde ağrı hissetti. Hemen ağrı kesicilere başvuran 45 yaşındaki kadının çektiği acılar zaman içerisinde öyle boyutlara ulaştı ki kadın soluğu doktorda aldı. Gittiği doktor ona “Dişlerinde bir problem yok” dediğinde ise büyük bir şaşkınlık yaşadı. Ağrıları dayanılmaz boyutlara ulaşan, ancak aldığı morfin ile ayakta durabilen Kandan, geceleri uyuyamamaya, yalnızca sıva gıdalarla beslenmeye başladı. Hayatı bir anda altüst olan Kandan, bir beyin cerrahına muayene olduğunda ise yaşadığı sıkıntının nedenini öğrendi. Halk arasında ‘delirten hastalık’ olarak bilinen bir hastalığı olduğunu öğrenen kadın, 100 kişiden yalnızca 5’inde görülen bu hastalığa sahip olduğu için şaşkındı. Peki toplumda çok sık görülmese de yaşayan kişilerde dayanılmaz ağrılara sebep olan ‘delirten hastalık’ ne, çaresi var mı? İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Emekli Öğretim Üyesi, Avrupa Baş Ağrısı Derneği, Dünya Baş Ağrısı Derneği ve Avrupa İnme Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Derya Uludüz, dikkat çeken bilgiler paylaştı.
’12 YIL ÖNCE DE BENZER AĞRILAR VARDI’Sahip olduğu hastalığı ancak bir beyin cerrahına gittiğinde öğrenebilen Feride Kandan, çektiği ağrıların benzerini 12 yıl önce de yaşadığını söyledi. Daha önce başvurduğu hastanede kendisine ‘sinir sıkışması’ teşhisi konulduğunu söyleyen Kandan, yaklaşık 10 yıldır bir ağrı yaşamadığını belirtti. Feride Kandan, hastalığın teşhis süreciyle ilgili, “12 yıl önce sağ böbreğimde başlayan ağrım vardı. İlk böbrek ağrısı dediler, kimse anlamadı. Sonra İskenderun’da hastanede beynimde sinir sıkışması olduğu söylendi. 10 yıldır bu ağrı yoktu. 2 ay önce bu ağrı tekrar başladı ve yüzümün sağ tarafını komple ağrıtmaya başladı. İlk olarak diş ağrısı sanıp dişçiye gittim. Dişçi bana ‘Ben bu dişi çekemem. Beyin cerrahına gözükmeniz lazım’ dedi. Beyin cerrahından diş çekimi için imza almaya gittim. Kullandığım ilacı kesmem gerektiğini, bu durumun da felce neden olabileceğini söyledi” diye konuştu.’GEÇ KALINDIĞINDA TEDAVİYE YANIT VERMESİ ZORLAŞIR’Prof. Dr. Derya Uludüz, halk arasında ‘delirten hastalık’ olarak bilinen ve tıp literatüründe ‘trigeminal nevralji’ olarak tanımlanan rahatsızlığın tedavisiyle ilgili dikkat çeken bir noktaya değindi. Prof. Dr. Uludüz, trigeminal navralji’nin hem tanınması hem tedavisi zor bir ağrı tipi olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Uludüz, “Diğer baş ağrıları gibi değil, direkt sinirin kendi ağrısı olduğundan dirençlidir ve çok daha şiddetli seyreder. Geç tanındığında geç tedavi edildiğinde tedaviye yanıt oranları da düşüyor” dedi.Yaşadığı dayanılmaz ağrılar nedeniyle çocuklarıyla dahi ilgilenemediğini belirten Feride Kandan, kalp hastası olan çocuğunu kontrole götüremediğini, geceleri uyuyamadığını ve son 10 gündür yemek dahi yiyemediğini de söyledi. Feride Kandan, ağrılarının konuşmaya başlandığında daha da şiddetli bir hale geldiğini de sözlerine ekledi. Prof. Dr. Derya Uludüz, Feride Kandan’ın dayanılmaz ağrılarına sebep olan hastalığa sahip kişilerin yaşadığı problemlerle ilgili şöyle konuştu: “Yüzde sıklıkla 2. dal olan üst çene bölgesine sonra sırası ile 3. ve 1. dala sıklıkla yayılabilen elektrik çarpma şeklinde çok şiddetli kişiyi yerinden zıplatan, ama saniyeler gibi kısa süren ağrı atakları olur. Ataklar sadece birkaç saniye sürmesine rağmen sık sık olması nedeniyle kişiyi hayatından bezdirir. Özellikle yemek yemek, sakız çiğnemek, konuşmak, tıraş olmak, diş fırçalamak gibi trigeminal siniri aktifleştiren işlerde ağrı tetiklenir ve kişi bu nedenle bu aktiviteleri yapmaktan korkar. Şiddeti arttığı dönemlerde kişi konuşma sırasında çok fazla ağrı yaşadığı için ciddi zorluk çeker.”
‘MUTLAKA BEYİN MR’I ÇEKTİRMELERİ GEREKİYOR’Trigeminal nevralji rahatsızlığını ve etki alanını anlatmaya devam eden Prof. Dr. Derya Uludüz, hastalığı ‘yüz bölgesindeki sinirin, nedenini tam olarak bilemediğimiz bir şekilde hasara uğraması ile ortaya çıkan ağrılar’ şeklinde tanımladı. Prof. Dr. Uludüz, hastalığın iki nedene bağlı olabileceğini belirterek, benzer şikâyetle gelen hastaların mutlaka beyin MR’ı çektirmeleri gerektiğinin altını çizdi. “Sinir beyin sapından çıkarken hemen yanında beyin denge damarı geçiyor. Denge damarı tansiyon hastalarında genişleyebilir, genişlediğinde sinire bası yaparak ağrıyı ortaya çıkarabilir. Bir diğer dikkati çeken yüze yayılan trigeminal sinir dallarında diş tedavileri olduğunda sırasında tahribat ağrının tetiklenmesi. İkinci ana neden ise sekonder trigeminal nevralji. Sekonder trigeminal nevraljide, trigeminal sinirin köken aldığı beyin sapı bölgesinde bir lezyon meydana geldiğinde sinir hasar görebilir ve ağrıyı tetikleyebilir. Beyin sapında damar tıkanıklığı ile ortaya çıkan inme tablosu, Multipl Skleroz (MS) hastalığı veya o bölgeye yönelik bir beyin tümörü trigeminal nevralji yakınması ile ortaya çıkabilir. O nedenle bu yakınmayla gelen hastalara mutlaka beyin MR’ı çekip inceleme yapmak gerekiyor.” – Prof. Dr. Derya Uludüz’TİPİK AĞRI KESİCİLERE CEVAP VERMİYOR’Şiddetli ve hatta dayanılmaz baş ağrılarına sebep olan hastalığın tedavi süreci hakkında da konuşan Prof. Dr. Derya Uludüz, ‘delirten hastalık’ olarak bilinen trigeminal nevraljinin tipik ağrı kesicilere cevap vermediğini vurguladı. Prof. Dr. Uludüz, hastaların, sinir iletimini düzenleyen siniri tamir ederek sakinleştiren tedavilere ihtiyaç duyduğunu da açıkladı ve sözlerini şöyle noktaladı: “Trigeminal nevralji sinirin kendi ağrısı olduğu için tipik ağrı kesicilere cevap vermez. Sinir iletimini düzenleyen siniri tamir ederek sakinleştiren tedavilere ihtiyaç vardır. Bunun için epilepsi ilaçları dediğimiz ilaçları sık kullanıyoruz. Epilepsi ilaçları sinir iletimini düzenleyerek ağrıyı baskılar. Ancak bazı hastalarda tedavi dirençli olur ve ilaçlara yanıt alınamaz. Bu durumda biz trigeminal sinirin tüm dallarında ağrı duyusunu ileten lifleri geçici bir süre susturacak blokaj dediğimiz tedavileri uygulayabiliyoruz. Hastalarda bu tedavilere direnç olduğu takdirde cerrahi müdahaleler devreye girebilir.”