Güneş Sistemi’nin iç kısımlarındaki tek cüce gezegen olan Ceres’in karmaşık organik maddelere, volkanlara ve bol miktarda buza ev sahipliği yaptığı biliniyor.
Yeni bir araştırmadaysa Ceres’teki organik bileşiklerin düşünüldüğünden daha bol ve stabil olduğu öne sürüldü. Bu da cüce gezegenin yaşam barındırma ihtimalini daha da artırıyor.
Söz konusu organik moleküllerin Ceres’le çarpışan asteroitler tarafından cüce gezegene ulaştırıldığı düşünülüyor. Bu çarpışmalar yüksek ihtimalle Ceres’in kimyasal yapısında kritik değişimler yarattı.
Independent Türkçe’de yer alan habere göre İspanya’daki Endülüs Astrofizik Enstitüsü’nden bir araştırma ekibi, Ceres’te meydana gelen olaylara benzer çarpışmaları simüle etti. Ekip asteroit çarpışmalarını gözlemlemek üzere NASA’nın özel olarak tasarlanmış Ames Dikey Silah Poligonu adlı özel tesisinde deneyler yaptı.
NASA’nın 10 yıldır Ceres’i inceleyen Dawn uzay aracından gelen verileri de kullanan ekip, cüce gezegenin organik madde açısından zengin alanlarını çok daha ayrıntılı biçimde haritalandırdı.
Bulgular yüzeydeki daha eski çarpma kraterleriyle organik madde bolluğu arasında güçlü bir ilişki olduğunu gösterdi.
Bu da asteroitlerin Ceres’in organik bileşimini milyarlarca yıl boyunca etkilediği anlamına geliyor.
Çalışmayı yöneten Johns Hopkins Uygulamalı Fizik Laboratuvarı’ndan gezegen bilimcisi Terik Daly, “Organikler başlangıçta büyük bir çarpma kraterinin yakınında tespit edildi, bu da bizi çarpışmaların bu organikleri nasıl etkilediğine bakmaya itti” diye konuştu:
Organiklerin orada ilk bildirilenden daha yaygın olabileceğini ve Ceres’teki koşullara karşı dayanıklı göründüklerini tespit ettik.
Araştırma ekibinden astrofizikçi Juan Rizos da cüce gezegende suyun varlığına dikkat çekti:
Bu organiklerin Ceres’te ve muhtemelen suyun varlığıyla birlikte oluştuğuna dair iyi kanıtlarımız var. Ceres’in içinde büyük bir organik madde rezervuarının bulunması ihtimali mevcut. Yani benim bakış açıma göre bu sonuç Ceres’in astrobiyolojik potansiyelini artırıyor.
İnsanlık Ceres’te yaşayabilir mi?
Mars ve Jüpiter arasındaki asteroit kuşağında bulunan en büyük nesne konumundaki Ceres’e gelecekte insanları götürme fikri de epeydir tartışılıyor.
Zira yakın konumu nedeniyle seyahatin nispeten kolay olacağı düşünülüyor.
Öte yandan, cüce gezegenin daha büyük bir avantajı var. Janhunen, gök cisminin azot bakımından zengin olduğunu aktardı. Bu da yörüngede kurulacak yerleşimde atmosfer oluşturulabilmesi bakımından çok önemli bir özellik. Dünya’nın atmosferinin kabaca yüzde 79’u azottan oluşuyor.
Finlandiya Meteoroloji Enstitüsü’nden astrofizikçi Pekka Janhunen, 2021’de yazdığı bir makalede Ceres’in yörüngesinde bir üs kurmayı önermiş ve uzayda yeni yerleşimler kurmanın, insanlığın soyunu sürdürebilmesi için elzem olduğunu dile getirmişti.