Kahramanmaraş depremleri sonrası AFAD tarafından İzmir’e getirilerek Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi’ne yerleştirilen depremzedeler şimdi de buradan kovuluyor. Elektrikleri kesilerek kaderlerine terk edilen yurttaşlar hakkında Valilik, “Depremzedeler mağdur değildir” diye açıklama yaptı. Depremzedeler ise “Filistin gibi yaşıyoruz. Bir bomba yağmadığı kaldı üzerimize” diyerek isyan etti.
İzmir depremi sonrası Bayraklı Geçici Konaklama Merkezi’nde kurulan konteyner kentte yaşayan depremzedeler valilik baskısıyla çıkarılmaya çalışılıyor. 30 ailenin yaşam mücadelesi verdiği kenti boşaltmak için çalışmalar başlanırken önce parke taşları söküldüğü bildirildi. Dün gece de elektrikleri kesilen depremzedeler havaların soğumasıyla adeta “ölüme” terk edildi. Elektrikle çalışan ısıtıcılarını çalıştıramayan, ocaklarında yemek pişiremeyen depremzedeler tepkilerini dile getirmek ve ısınmak için ateş yaktı. Alevler itfaiyenin müdahalesiyle söndürüldü.
Konteyner kentin elektriği kesilmesinden dolayı görev yapan AFAD yönetiminin ve polislerin kullanması için ise jeneratör konulduğu görüldü.
Valilik konu hakkında yaptığı açıklamada, “Maraş depremi sonrası gelerek yerleşen evi hasarlı olmayıp hak sahipliği olmayan bazı vatandaşlarımız da konteynerleri tahliye etmemişlerdir. Herhangi bir mağduriyet yaşanması söz konusu değildir” diyerek 6 Şubat depremleri sonrası bölgeden kendilerinin yerleştirdikleri depremzedeleri kapı önüne koydu.
AFAD yetkilileri ve polisler için kurulan jenaratör
“VALİ YARDIMCISI ‘MEMLEKETİNE GİT DEDİ”
Kahramanmaraş depremleri sonrası Hayat Samandağı’nda evi yıkılan ve AFAD tarafından İzmir’e getirilen Canan Kebapcı, “Yetkililer bizi insan yerine koyup da konuşmadı. Elektriğimizi kestiler, suyumuzu kestiler, çocuklarımız aç kaldı, üşüdük gidecek yerimiz kalmadı ve karanlıkta kaldığımız için biz ateş yaktık. Çevre halkı şikayet etti. Bu kadar zamandır buradayız parkeleri söktüler, dışarı atıldık o zaman niye mağdur oldular demediler de şimdi rahatsız oldular. Mülteci değiliz, Filistin gibi yaşıyoruz. Bir bomba yağmadığı kaldı üzerimize. İnsanlar perişen. Benim memleketim yerle bir nereye gideyim. Sözün bittiği yerdeyim insanlık ölmüş. Valiyle görüşmedik. Vali yardımcısı “Memleketine git” dedi. Seçenek olarak da seni bir yere yerleştirelim demedi, sana 3 bin lira kira vereyim. Ben bu 3 bin tl ile nereye gideyim. Bu kadar insan var, çocukları var nereye gitsin bu insanlar. Solunum cihazıyla yaşayan insanlar var, ne yapalım nereye gidelim. Vali insan, ben de insanım. Neden benim hakkım çiğneniyor, neden barınma hakkım elimden alınıyor. Neden barınamıyorum? Koca İzmir’in büyükleri nerede? Geldiğimizden beri kafamızı yastığa koyduğumuzdan beri çıkacaksınız, çıkarılacaksınız diye söylendiler geldi. Bu kepçeler yaşam alanımıza kadar girdi, parkeler söküldü. Devlet büyüklerinin Türkiye Cumhuriyeti halkına yapacakları bu mudur? Çoluk çocuk aç, dünden beri yemek yemeyen insanlar var. Yaşlısı var. Bu kadar insanı İzmir’e sığdıramıyorlarsa benim diyecek bir şeyim yok. Sözün bittiği yerdeyiz” dedi.
“ÇAY İÇİP KEYİF YAPIYORLAR”
Engelli ve 60 yaşında olan İzmir depremzedesi Arzu Özlem ise, “Kimsem yok, tek başımayım. Oğlum öldü. Beni buraya milletvekilleri yerleştirdi. Yiyeceklerimi onlar getiriyor. Bir yerden maaş almıyorum. Bana çık diyorlar, herkesin çoluğu çoğu okula gidiyor. Nereye gidecekler bunlar, nereye gideceğiz. Huzurevine git diyorlar. Huzurevinde bana vurdular, oraya gitmek istemiyorum. Herkes utanarak geziyor. Polisler gözümüzün içine bakarak çay içiyorlar. Oruçtum yarım ekmek yedim daha da bir şey yemedim. Dün gece dondum, elim ayağım buz kesti. Karanlıktan çorabımı bile bulamadım. Yürüyemiyorum. Bu ülkeden gitmek istiyorum, çünkü bunlar bize sahip çıkmıyor. Karda kışta sokakta kaldık. Çay içip keyif yapıyorlar” diyerek isyan etti.
“MÜLTECİ OLDUK”
Adıyaman’dan İzmir’e gelen ve 3 kere yer değiştirdiğini anlatan Semra Şaraldı, elektriklerin kesilmesinden dolayı geceyi soğuk ve karanlıkta geçirdiklerini ifade ederek, “Adıyaman’daki evim tamamen yıkıldı. AFAD eşyalarımı Adıyaman’a yolladı bende sabah gideceğim. Buradan çıkardıkları için beni memleketimde konteyner başvurusunda bulundum. O manzarayla karşılaşmaya hazır değilim ama mecburum. Kendi ülkemizde mülteci olduk. Dışardaki mültecilere kucak açıyorlar kendi halkımıza bakmıyoruz” ifadelerini kullandı.