DİSK’e bağlı Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender, AKP iktidarının emeklileri oyalayarak ikiyüzlü bir politika izlediğini söyledi. Kalender, en düşük emekli aylığının 21 bin lira olması gerektiğini belirtti.
“Emeklileri oyalıyorlar. Emekliler, dertlerinin çözümünü Meclis’ten bekliyor. Ancak iktidar, emeklileri devletin üzerinde yük ve kambur olarak gördüğü için önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.”“İktidar ikiyüzlü bir politika izliyor, emekliler kendilerini yok sayanları asla unutmayacak. Yoksulluk sınırı hesaba katılarak en düşük emekli maaşı 21 bin 721 lira olmalı.”
DİSK Emekli-Sen Genel Sekreteri Fikri Kalender Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.
“Emeklilerin gözü Meclis”e deniyor. Kulislerde “Seyyanen zam olacak” diyenler de var, “Ocak ayına kadar zam yok” diyenlerde. Sizin öngörünüz nedir, yeni yıl öncesi Meclis’ten beklentiniz var mı?
AKP iktidarı ve ortakları “emeklilerin serzenişlerinin farkında olduklarını ve emeklileri enflasyona ezdirtmeyeceklerini, emeklilerin yanlarında olduklarını” ve 1 Ekim’de TBMM’nin açılmasını işaret edip emeklileri bir beklenti içerisine düşürerek umut tacirliğine soyundular. Özellikle yandaş tv ve basın yoluyla “Emeklilere müjde, emeklilere seyyanen 5 bin lira” gibi asılsız haberlerle emekli kesiminin tepkilerini yumuşatıp emeklilere umut aşılayarak onları oyalıyorlar.
Emeklilerin muhatabı iktidar ve TBMM’dir. Dolayısıyla emekliler dertlerinin çözümünü Meclis’ten ve yönetenlerden bekliyor. Ancak iktidar, emeklileri devletin üzerinde yük ve kambur olarak gördüğü için 5 Ekim’de verilen önerge AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.
‘SEÇİM MALZEMESİ YAPILMASIN’
Disk Emekli-Sen olarak TBMM’den talebimiz emeklilerin seçim malzemesi yapılmaması, emeklilerin insan onuruna yaraşan bir yaşam sürmelerinin sağlanması ve sendikalar kanununa bir ilave yapılarak “emekliler sendika kurma hakkına sahiptir” ibaresinin yasaya girmesini talep ediyoruz.
Hükümetin emeklilere yönelik sürekli beklenti oluşturmasına ilişkin yorumunuz nedir?
AKP iktidarının yarattığı algı ile emekli kesimi üzerinde sürekli beklenti oluşturmasının nedeni, emeklilerin 16 milyona yaklaşan sayılarıyla ülke nüfusunun yüzde 20’lik bir kesimini oluşturması ve seçimlerde oy deposu olarak görülmesidir. Bir taraftan krizin faturasının işçi, emekçi ve emeklilere kesilmesinde tercih sahibi olan AKP hükümeti, işçilerin daha az maaşlarla yaşamasını, emekçilerin yoksulluk sınırı altında geçinmelerini, emeklilerin açlık sınırı altında sadakaya muhtaç olarak sefalet içerisinde yaşamlarını sürdürmelerini istiyor. Diğer taraftan AKP iktidarlarının devamı açısından emeklilere şirin gözükmenin yollarını deneyerek “emekliler için çok çalışan, ellerinden geleni yapan, olanakları dahilinde her şeyi yapacaklarını ancak emeklilerin biraz sabırlı olmalarını ve hallerine şükretmelerini” pompalıyor.
Bu ikiyüzlü bir politikadır ve emeklileri yok saymaktır. Emekliler seçimden seçime hatırlanmak, oyalanmak, sürekli beklenti içinde bulunmak istemiyor. Dolayısıyla emekliler kendilerini yok sayanları asla unutmayacak ve onları yok sayacaktır.
‘YÜZDE 48 HÂLÂ ÇALIŞIYOR’
Emekliler olarak muhalefetin konuya yaklaşımını yeterli buluyor musunuz?
Emeklilerin dertleriyle dertlenen, onların ihtiyaçlarına çözüm üretenler emeklilerin taleplerini ve yaşam koşullarını düzenlemek adına parlamentoya gönderdikleri vekillerin emekli sorunlarına ilişkin yasal düzenlemeleri hayata geçirecek formüller geliştirmelerini ve bu formüller üzerinde günü kurtarmak değil var güçleriyle çalışmalarını istiyoruz. Burada meselenin parti ya da iktidar muhalefet ayrışması değil, sorunun insanca yaşam ve milli mesele olduğunun bilinciyle vicdani, ahlaki bir durumun ortada olduğunu görmeleridir.
2024 yılı SGK, Bağ-Kur ve memur emekli aylıklarına ilişkin zam talebiniz nedir?
Öncelikle kamu emekçileri emeklilerinin toplusözleşme ile belirlenen aylıkları ve SSK Bağ-Kur emeklilerinin sadece enflasyon oranlarıyla aylıklarının belirlenmesi eşitlik ilkesine aykırıdır.
Şöyle ki, 2008’deki sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununda aylıkların artırılma yöntemindeki değişiklik nedeniyle ekonomik büyümedeki artış dikkate alınmıyor. Sadece enflasyon oranları doğrultusunda bir artış söz konusu. Bu durumda emekli aylıkları göreli olarak düşüyor, emekliler yoksullaşıyor ve emekli aylıkları açlık sınırı ile asgari ücretin altında kalıyor.
Bu tartışmaları kökten bitirecek çözüm öneriniz var mı?
Emeklilerin sorunları bellidir. Talepleri somut tur ve nettir.
1. Güncelleme katsayısı emeklilerin lehine yükseltilmeli.
2. Aylık bağlama oranları yükseltilmeli.
3. Aylıkların alt sınırı asgari ücret seviyesine çıkarılmalı.
4. Aylıkların artırılma yönteminde ekonomik büyüme hesaba katılmalı.
5. Emeklilerin aylıklarının belirlenmesinde emekli sendikalarına toplusözleşme hakkı tanınmalı.
6. Sosyal devlet anlayışı çerçevesinde emekliler için barınma, ulaşım, sağlık ve kültürel hizmetlerin devamlılığını sağlamak amacıyla kanunlar çıkarılmalı.
7. Aynı koşullarda aynı zamanda aynı prim ödemesi yapmış ve emeklilik hakkı kazanan emekliler arasındaki maaş farklılıklarını giderecek bir intibak yasası çıkarılmalı. Emekli aylıklarının bağlanmasında 2000 öncesi 2000-2008 arası ve sonrası olmak üzere var olan üç ayrı sistemden doğan farklar ve dengesizlikler giderilmeli.
Dul ve yetim aylıklarında sıkıntı büyük. Burada yapılması gereken en adil düzenleme nedir?
AKP iktidarının uyguladığı ayrımcı politikaları dul ve yetim aylıklarındaki sıkıntının sosyal devlet ilkelerine ve anayasaya aykırı bir yaklaşım olduğunu hepimiz biliyoruz. Özellikle 3 bin 500 lirayla 5 bin 300 lira arasındaki dul aylığı ve 1800 TL ile 3 bin 500 TL arasındaki yetim aylığı emekli hak sahiplerinin durumunu ortaya koyuyor. Dolayısıyla yüzdelik oranların yani ölen emeklinin hak sahibine yüzde 75 ve hak sahibi çocuğuna yüzde 25 bağlanması dul ve yetimlerin açlığa mahkûm edilmesinden başka bir şey değildir. Yaklaşık 5 milyon hak sahibinin insanca yaşayabileceği bir ücret verilmelidir. Emekli dul yetim aylıkları belirlenirken emekliler söz ve karar sahibi olmalıdır.
Türkiye’de en düşük emekli aylığı olan 7 bin 500 TL’yi kaç kişi alıyor, yaşları da ileri olan bu insanlar geçimlerini nasıl sağlıyor?
Türkiye’de 11 milyon yaşlılık aylığı alan ve yaklaşık 5 milyon hak sahibi ile birlikte yaklaşık 16 milyon emekli mevcuttur. Bunlardan yaklaşık 10 milyon emekli ve hak sahibi 7 bin 500 lira ve altında maaş alıyor. 11 milyon emekli ve hak sahibi asgari ücret altında maaş alıyor. 13 milyon emekli ve hak sahibi açlık sınırı altında maaş alıyor. 14 milyon 600 bin emekli yoksulluk sınırı altında maaş alıyor.
Yaklaşık 16 milyon emeklinin yüzde 48’i ya ikinci bir işte güvencesiz çalışıyor ya da iş arıyor.
Bu durumda en düşük emekli aylığı ne kadar olmalı?
En düşük emekli aylığının asgari ücret olmasını ve kök aylık olarak kabul edilmesini istiyoruz. Ayrıca asgari ücretin belirlenmesinde yoksulluk sınırının hesaba katılmasını talep ediyoruz. Şöyle ki; ortalama dört kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 43 bin 443 TL ise ve o ailede iki kişi çalışıyor ise 43 bin 443 bölü iki 21 bin 721.5’tir. Asgari ücret 21 bin 721 lira 5 kuruş olmalıdır. Dolayısıyla bu günkü şartlarda en düşük emekli aylığı da 21 bin 721 lira 5 kuruş olmalıdır.
İstanbul’da bir eylem yaptınız. Katılım nasıldı, etkisi oldu mu?
Konfederasyonumuz DİSK’in çağrısı ve saha çalışmasını Disk Emekli-Sen’in üstlendiği 24 Eylül 2023 Pazar günü “Emeklilikte adalet, emeklilikte insanca yaşam haktır” adıyla emekli buluşması gerçekleşti. Tabii burada asıl sorun Güneş’in kavurucu sıcağında ve tüm imkânsızlıklara rağmen Kartal Emek Meydan’ını gelincik tarlasına dönüştüren binlerce emekliden ziyade, iktidara verilen mesajın ve taleplerimizin yerine ulaşıp ulaşmamasıydı.
Biz Disk Emekli-Sen olarak gerek mesajlarımızın gerekse taleplerimizin yerine ulaştığı kanısındayız. Kartal Meydanı’ndaki binlerin sesi sizler gibi emekten, demokrasiden yana tavır alan görsel ve yazılı basınımız sayesinde milyonlara ulaştı. Ayrıca yandaş medya bile emeklilerin durumlarıyla ilgili haberler yapmak zorunda kaldı.
Eylemleriniz devam edecek mi?
Evet biz emekliler, yıllarca alınteri döktük ve ülkemize katma değer ürettik. Yıllarca prim ve vergi ödedik bütün bunların sonunda rahat ve insanca yaşam için emekliliği hak ettik. Dolayısıyla biz emeklilerin talepleri somuttur, nettir ve ortaktır.
Disk Emekli-Sen olarak bu talepler doğrultusunda demokratik bir anlayış çerçevesinde alın terimizin hakkını alana dek bir adım geri çekilmeden mücadelemiz her alanda devam edecek.
Özgürlük demokrasi ve hak mücadelesinden vazgeçmeyeceğiz.
CAMİ VE KAHVEHANELERE SIKIŞTIRILDIK’
Emekliler bölünüyor mu sizce, nasıl ve neden bölünüyor?
Bu soru üzerine aslında verilecek bir çok yanıt var. Ancak Disk Emekli-Sen olarak bu bölünmenin iki ana noktada değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.
Bir: Emeklilerin kendi yanılgıları ve örgütlenmeleri üzerinden baktığımızda öncelikle emekliler dertlerinin çözümünü onları bu hale getirenlerden beklemesi ve yasaların onları koruyacağını sanmalarıdır. Emekliler güçlerinin farkında olmadan iktidarların bahşettiği maaşlara şükrederek yaşama alıştırılmakta, “gemisini kurtaran kaptan, bana dokunmayan yılan bin yaşasın, her koyun kendi bacağından asılır” gibi bireyci ve çıkarcı bir propagandanın etkisi altında toplumsal davranmak yerine kişisel ve bireysel davranarak; cami, kahvehane ve parklara sıkıştırılmış durumdadır. Bu nedenle sorgulayan ve tavır alan bir tutum yerine örgütsüzlüğü seçmek gibi yanılgılar içerisindeler. Diğer taraftan örgütlü olmanın gereğine inanan, soran sorgulayan deneyimli emekliler ise mücadele etmenin bilinciyle hareket ederek örgütlü davranmanın kazanımlarını bilerek mücadeleye devam ediyor.
‘İKTİDARIN TERCİHLERİ BÖLÜYOR’
İki: Özellikle emeklilerin bölünmesindeki ana faktör iktidarın tercihleri doğrultusunda emekli kitlesinin örgütsüzlüğünün sağlanması için emeklileri gerek çıkardıkları yasalarla gerekse örgütlenmelerinin önüne koydukları engellerle ve emeklileri kendi içlerinde işçi, memur, esnaf gibi ayrımcı politikalarıyla, aylıklar arasındaki makasın açılmasıyla, sorumluluk bilincini körelten ve yönetenlere muhtaç kılan algılarıyla, kendilerinin kurdukları dernek gibi örgütlenmelerle emeklilerin bir arada neyi nasıl hangi şekilde yapmaları gerektiğini öğrenmelerinin önünü tıkayarak birlik olmalarını engelliyorlar.
DİSK EMEKLİ-SEN GENEL SEKRETERİ FİKRİ KALENDER KİMDİR?
1963’te Ankara’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ankara’da tamamladı. 12 Eylül 1980 darbesinde tutuklanan Kalender, cezaevinde 7 yıl 9 ay 16 gün kaldı. 1998 yılında Çankaya Belediyesi’nde işe başlayan Kalender, 2000 yılından 2009 yılına kadar işyeri temsilciliği ve baş temsilcilik görevlerinde bulundu. Genel-İş Sendikası ve DİSK üst kurul delegeliği ve bölge başkan vekilliği yapan Kalender, 2014 yılında Çankaya Belediyesi’nden emekli oldu. Ankara Demokrasi Vakfı yöneticiliği yapan Kalender, şu an DİSK Emekli Sen Genel sekreterliği görevini yürütüyor.