Okulöncesi çağdaki çocuklar sağlıksız beslenmenin doğurduğu sorunlara en hassas kesimi oluşturuyor. Uzmanlar, “Özellikle afet durumlarında beslenmeye dikkat edilmesi gerekirken verilen bu öğünler birçok rahatsızlığa sebebiyet verecektir” uyarısında bulundu.
Çocukların yetersiz beslenmesi, ekonomik kriz giderek derinleşirken en yakıcı başlıklardan birisi. Kahramanmaraş merkezli depremlerin en kötü vurduğu bölgelerden Hatay’ın Defne ilçesinde devlete ait bir anaokulunun mönüsü ise tartışmaları bir kez daha gündeme getirdi. Uzmanlar mönüyü beslenme değerleri açısından Cumhuriyet için inceledi.
‘KAHVALTI YETERSİZ’
Tüm Öğretmenler Birliği Sendikası (TÖB-SEN) Genel Başkanı Deniz Ezer, Hatay’da yurttaşların başlıca sorunlarının giderilemediğini vurguladı. Depremzelerin hâlâ çadır ve konteynerlerde yaşam mücarelesi verdiğine dikkat çeken Ezer, “Gıdaya ve temiz suya ulaşmakta güçlük çektiğimiz bölgeler var. Bu durum öğrenciler üzerinde de etkisini gösteriyor. Okulöncesi öğrencilerinde de durum kritik. Bölgedeki okullarda öğrencilere birkaç zeytin, bir üçgen peynir veriliyor. Bazen süt veriliyor bazen meyve suyu ya da meyve, ancak bu etkili eğitim alabilmek için yeterli bir mönü değil” dedi.
(Deniz Ezer)
Bu konuda yetkililere uyarılarda bulunduklarını belirten Ezer, “Velilerin de fedakârlık yapması bekleniyor ancak bu insanlar depremzede. İnsanlar evlerini, işlerini kaybetti. Evde çocuklarına beslenme çantası dahi hazırlayamıyorlar” dedi. Ezer konuyla ilgili birçok şikâyet aldıklarını da ifade etti.
‘BESLEYİCİ DEĞİL’
Türkiye Diyetisyenler Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Doç. Dr. Ayhan Dağ okulöncesi dönemin çocukların büyüme ve gelişme çağı olduğunu kaydetti. “Bu dönemde yetersiz ve dengesiz beslenme, çocukların fiziksel gelişimin yanı sıra mental gelişimi ve öğrenme yeteneklerini de olumsuz yönde etkilenmektedir” diyen Dağ şöyle konuştu: “Okul öncesi dönem çocuklarının beslenmesinde protein önemli bir besin öğesidir. Bu yaş grubunda protein gereksiniminin, her öğünde iyi kalite protein içeren et, süt, peynir çeşitleri ve yumurta gibi protein kaynaklarından sağlanması önemlidir. Servis edildiği belirtilen mönülerin okulöncesi çocuklarının enerji, makro ve mikro besin öğesi gereksinimlerini karşılaması ve doğru beslenme alışkanlıkları kazandırması mümkün değildir. Bu yaş grubunun gereksinimleri, besin çeşitliliği fazla, besleyici değeri yüksek besinlerden karşılanmalıdır. Servis edilen mönüler bu çeşitliliği ve yüksek besleyici değeri karşılamamaktadır.”
(Ayhan Dağ)
‘PROTEİN YOK’
Görüntülerde mönülerin bir kısmında protein kaynağı olmadığını ifade eden Dağ, “Protein kaynağı olan mönüler ise protein gereksinimi karşılamaktan uzak görünüyor. Mönülerde, peynir çeşitliliği ve miktar yeterliliği sağlanmalı. Yumurta mönülerde mutlaka yer almalı, meyve suyu besleyici değeri olmaması nedeniyle verilmemeli, süt kahvaltıda protein kaynağı olması nedeni bulunmalı, söğüş domates, salatalık vb sebze seçenekleri mutlaka mönülere dahil edilmelidir” ifadelerini kullandı.
(Sevdar Yılmaz)
Hatay Tabip Odası Başkanı Sevdar Yılmaz ise beslenme yetersizliğinin afet alanlarında sık görülen bir durum olduğuna işaret etti. Yılmaz, “Özellikle afet durumlarında beslemeye dikkat edilmesi gerekirken verilen bu öğünler birçok rahatsızlığa sebebiyet verecektir. Beslenme yetersizliğine bağlı çabuk yorulma, depresyon, saç dökülmesi, unutkanlık, boy kısalığı gibi belirtiler, vitamin eksikliğine bağlı gece körlüğü, anemi, kemik erimesi, kemik yumuşaması gibi hastalıklar ortaya çıkacaktır” dedi.