Merhaba, ben Hakkı

Diyarbakır’ın Sikvan ilçesinden New York’a uzanan bir başarı öyküsü: Hakkı Akdeniz.

Merhaba, ben Hakkı
REKLAM ALANI
Yayınlama: 02.10.2023
A+
A-

Bize
ismini ilk kez Dünya Pizza Şampiyonu olduğunda duyurmuştu.
Ardından açtığı pizzacılarla ve ses getiren sosyal sorumluluk
projeleriyle gündeme geldi. Hakkı Akdeniz, “yoktan var etme” ve
“başarı öyküsü” kavramlarının altını tam anlamıyla
dolduran bir isim.

Toronto Film Festivali’nde ödül kazanan ve
ülkemizde de BluTV’de yayımlanan “Merhaba, Ben Hakkı” isimli
belgeseliyle yeniden gündeme gelen Akdeniz zorluklar, düş
kırıklıkları ve yeniden ayağa kalkışlarla dolu öyküsünü
anlattı.


Aslında ailenizle birlikte Kanada’ya taşınmışsınız ama sonra
onları bıraktınız sanırım ve 96 günlük bir barınakta
yaşadıktan sonra pizzacıda işe girmişsiniz. ABD’ye gitmeye nasıl
karar verdiniz?

Evet
Kanada’ya gittiğimde küçük yaştaydım ve oturum kartımı
almadığım için sınırdışı edildim. Amerika’da çok sevdiğim
bir ağabeyim vardı ona güvenerek New York’a gitmek üzere yola
çıktım. O ise beni yarı yolda bıraktı ve hiç yardım etmedi.
Yıllar sonra ikinci dükkanımı açarken buradaki Türklerin
başvurduğu bir internet sitesine iş ilanı vermiştim. Beni yarı
yolda bırakan bu ağabey yanımda iki hafta çalıştı.


Aslında Silvan’da pidecide çalışmanız sayesinde pizzacılığa
da aşinasınızdır diye düşünüyorum. ABD’ye giderken hayaliniz
pizzacıda çalışmak mıydı?

Evet
çünkü Kanada’ya gittiğimde orada bir pizza dükkânı vardı.
Zaten ilk gün direk mutfağa beni götürdüler pizza yapmayı orada
öğrendim. Kanada’da yaşadığım süre boyunca hep pizzacıda
çalıştım. 22 yıldır pizza işinde çalışıyorum. ABD’ye
geldiğimde belki 100 pizzacıya iş başvurusu yaptım ama hiç
kimse beni işe almadı çünkü İngilizce bilmiyordum ve kartım
yoktu, barınakta yaşıyordum, verecek bir adresim yoktu.


İşe girdikten yaklaşık sekiz yıl sonra Manhattan’da bir pizzacı
açmayı başardınız. Sanırım yaşamöykünüzün en kritik
sorusu da bu. Nasıl başardınız?

İlk
işe girdiğim yerdeki müdür ile çok yakın arkadaş olduk. İkimiz
birlikte kalıyorduk ve kendi pizzacımızı açmayı düşünmüştük.
Dört yıl para biriktirdik ve güzel bir dükkan bulduk. Tabii benim
kimlik kartım yoktu ama arkadaşımın vardı ve dili çok iyi
biliyordu. Dükkân için imza atmadan iki gün önce, akşam eve
gittiğimde biriktirdiğimiz bütün parayı, (65 bin dolara yakın
bir para vardı) bu benim can dostum dediğim arkadaşımın alıp
götürdüğünü gördüm. O gün o kadar ağlayıp ona beddua ettim
ki hâlâ hatırlıyorum. Ancak şimdi akşamları eve gittiğimde de
Allah’a dua ediyorum, umarım adamın işleri çok iyi gidiyordur,
götürdüğü parayla güzel işler yapıyordur diye.

Çünkü
hepimiz hata yapabiliriz. Sonrasında tekrar çalışıp para
biriktirdim 2009’un sonu, 2010’nun başında 45 bin dolarım
vardı ama dükkan 85 bin dolardı. Yarısını ödedim, kalan parayı
da aylık faizli ödemek üzere borç aldım. Dükkânı açtıktan
sonra iki ay işim çok iyiydi sonra kötüye gitmeye başladı.
Kaldığım mahalle beni kabul etmedi, çünkü “Bir Türk pizzacı
olamaz” dediler. 2010’da Dünya Pizza Şampiyonu olduktan sonra
epey medyada yer aldım. Ödülün ardından dört yıl üst üste
mahallenin de en iyisi seçildim. İlk açtığım dükkân hâlâ
aynı yerde duruyor, şimdi bütün çocuklar ve yetişkinler beni
seviyor.


Champion Pizza’yı açtıktan sonra çok başarılı tanıtım
hamleleri yaptınız. Carrie Fisher onuruna bedava pizza dağıtmak
gibi. Bizim ölülerimize yönelik bir geleneğimizi pizzayla
birleştirdiniz. Göçmenlere yönelik çalışmalarınız ve Jay Z
ile Porto Riko’daki kasırga mağdurlarına gönderdiğiniz yardımlar
da kendi yaşamınızdaki zorluklar sonucu empati yeteneğinizi
gösteriyor.

Yaptığın
bütün yardımlar sana gelecekte kalacak büyük bir servettir. Kime
ne kadar iyilik yaparsan inan bütün iyilikler sana hepsi geri
döner, kötülük yaparsan da aynı şekilde. Yanımdaki çalışan
insanlara her zaman “En iyi pizzanızı yapın, ne olursa olsun her
zaman en iyi şekilde kendinizi temsil edin” derim. Çünkü hiçbir
şeyinizi götüremeyeceksiniz, sadece yaptıklarınızı
götürebilirsiniz.

Diyarbakır Silvan‘da büyümüş bir çocuğum.
Ailem at bakıcılığı yapıyordu. Çok fakirdik ama annem yine de
her perşembe yemek yapar ve mahallede durumu bizden kötü olan iki
aileye götürürdü. Belki küçücük bir şey ama insanlık adına
anlamlı ve büyüktü. Özellikle gençlere her zaman iyi örnek
olmayı, “Hakkı ağabey çok iyiyse çok güzel şeylere imza
atıyorsa ve başardıysa biz de aynısını yapabiliriz” desinler
istiyorum.


Yaşamınızın ödüllü bir belgesele konu olacağını tahmin eder
miydiniz?

İnan
hiç tahmin edemezdim ama artık yaşamımı annem de izleyebilir!


Son soru, iyi pizza hamurunun kıvamı nasıl olur?

Bir
kilo un, yarım kilo su, üç kaşık yaş maya, beş kaşık
zeytinyağı, üç kaşık tuz, bir kaşık şeker. İyice yoğurun.
İki saat dışarıda bekletip tekrar dolaba koyun. Ertesi gün
pizzayı yapmadan en az bir saat önce çıkarın ki maya kendini
toparlasın. Şuna dikkat edin, hamurunuzu nazik bir şekilde
açarsanız gevrek olur. Çok teşekkür ederim, her şey gönlünüzce
olsun.

“OĞLUM
BENİM KAHRAMANIM”


Kanada’da bıraktığınız ailenizin yaşamı nasıl gelişti? Onlar
da sizin işinizde mi yer alıyor?

Eşimden
ayrıldım ama her zaman iletişim içinde olduk. Oğlumuzu çok
güzel büyüttü. Oğlum şu anda 20 yaşında yılda 4-5 kez yanıma
gelir, o benim kahramanım.

“YÜZME
BİLE BİLMİYORUM”


Pizza yapımı sizce bir sanat mı?

Her
şeyi gerçekten severek isteyerek yaparsan en iyisini yaparsın.
Pizzayı çok seviyorum tek bildiğim de pizza yapmak. Başka bir
maharetim de yok. Yüzme bile bilmiyorum.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.