Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 15 Temmuz gecesi Hakan Fidan’la olan görüşmesini anlattı

15 Temmuz gecesi dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’la görüşmede olan eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez o görüşmeyi anlattı. Görmez,

Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, 15 Temmuz gecesi Hakan Fidan’la olan görüşmesini anlattı
REKLAM ALANI
Yayınlama: 30.04.2024
A+
A-

15 Temmuz darbe
girişimi gecesinde dönemin MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın hürriyetinden yoksun
bırakılması ve kamu malına zarar verilmesi suçlamasıyla açılan davada tanık
olarak dinlenmesine karar verilen, ancak bulunamadığı için dinlenilmesinden
vazgeçilen eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez o gece MİT’te Hakan
Fidan’la ne görüştüklerini anlattı.

Ankara 14. Ağır Ceza
Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi kampüsü içindeki duruşma salonunda görülen ve 12
sanığın yargılandığı davanın dünkü 9’uncu celsesinin başlangıcında Mahkeme
Başkanı, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın eski Başkan Mehmet Görmez’in adresini
göndermesi üzerine yapılan ara celsede Görmez’in dinlenmesine karar
verdiklerini bildirdi.

Gazeteci Müyesser
Yıldız’ın aktardığına göre,
Görmez duruşmaya Ankara Adliyesi’nden SEGBİS’le
bağlandı. Görmez’e yemin ettirildikten sonra Mahkeme Başkanı, yargılanan 12
sanığın isimlerini okuyup, “15 Temmuz gecesi Suriyeli bir din görevlisi veya
yöneticiyle birlikte Hakan Fidan’la yaptığınız görüşme planlı mıydı? Silah
sesi, ateş edildiğini duydunuz mu? Helikopterleri gördünüz mü? Oradan nasıl
ayrıldınız? Etrafta asker şahıslar gördünüz mü?” şeklinde sorular yönelterek bildiklerini
anlatmasını istedi.

“MİT BAŞKANINA HIZLI HIZLI NOTLAR, TELEFONLAR GELİYORDU”

Görmez de özetle
şunları söyledi:

“2013’te Diyanet
İşleri Başkanı olarak DEAŞ’a karşı barış insiyatifi başlattık, 200 ilim
adamından oluşan temas grubu oluşturduk. Temmuz başında bu temas grubunun bir
toplantısı vardı. Muaz El Hatip bir ilim adamı ve bir süre Suriye’de
muhaliflerin liderliğini yaptı. Toplantıya o da geldi. Suriye’den ülkemizi
hedef alan eylemlerle ilgili bir dosya getirdi, bunu Cumhurbaşkanına sunmak
istediğini söyledi. Münderecatını görür görmez behemehal İçişleri Bakanı veya
MİT Başkanına iletmem gerektiğini düşündüm. Her ikisinden de randevu istedim.
İlk randevuyu MİT Müsteşarı verdi.

Çarşamba günü
olacaktı, ama iptal edilip 15 Temmuz Cuma 20.30’a randevu verildi. O gün o
saatte oradaydık. MİT Başkanı biraz gecikmeli geldi. Nezaketle az bir zaman
ayırdığını söyledi. Misafirimiz önce Arapça sunum yaptı ben de tercüme ettim.
Daha sonra İngilizce bildiğini anlayınca İngilizce devam etti. Bu arada MİT
Başkanına hızlı hızlı notlar, telefonlar geliyordu.

45 dakika sonra
gelen bir not üzerine hızla ayağa kalktı, ‘Bu gece Türkiye için zor bir gece.
Siz buradan ayrılmayın ve dua edin.’ dedi. 5-6 dakika sonra uçak, helikopter
sesleri duymaya başladım. Helikopter saldırısı hem ses hem ışığıyla bulunduğum
yeri etkiledi. Oradakilere sordum, ‘Mahiyetini bilmediğimiz bir saldırı ile
karşı karşıyayız. Sığınağa inmek zorundayız’ dediler. Ancak bana gelen Boğaziçi
Köprüsü’nün tanklarla kesildiği şeklindeki mesajlardan bunun bir terör
saldırısı olduğunu düşündüm. ‘Ben inmem, kurumuma dönmek zorundayım’ dedim.”

Araya giren Mahkeme
Başkanı, “Aracınız zırhlı mıydı?” diye sordu. “Hayır” cevabını veren Görmez,
MİT görevlilerinin kendisine zırhlı araç tahsis ettiğini, hatta çelik yelek
giymesini istediğini belirtip bu araçla çıktıklarını, eşinden gelen, “Ev
güvenceli değil”
mesajı üzerine de kızının evine gittiğini kaydetti.

Görmez’in sözlerini,
“Benim şahitliğim, tanıklığım bunlardan ibarettir”
diyerek tamamlamasının
ardından Mahkeme Başkanı, 15 Temmuz’a ilişkin verdiği bazı röportajlardan
hareketle Görmez’e çeşitli sorular yöneltti.

“DARBEYİ SIĞINAĞA
İNERKEN DUYDUM”

Görmez bir soruyu,
“Evet MİT Müsteşarı ile görüşme esnasında notlar gelip gidiyordu. Birisinde,
‘Genelkurmay Başkanı’nı bağlayın’ dedi. Ulaşılamadığı bilgisi verildi.
Yaverinin bağlanmasını istedi. Ona da ulaşılamadığı söylendi. Evinin
bağlanmasını istedi. Saat 22.00 sıralarında Başbakan’la görüşmeleri oldu”
diye
cevapladı.

Başkanın, “Görüşme
sırasında herhangi bir kalkışma, darbe girişimi veya MİT Müsteşarı’na yönelik
faaliyet diye söylendi mi?” sorusu üzerine de şunları anlattı:

“Olağanüstü bir
durumla karşı karşıya kalındığını görünce, ‘Biz başka zaman gelelim’ dedim. Darbe
sözcüğü geçmedi. Semalarımızda izinsiz kalkan birtakım uçaklardan söz ettiğini,
onun da bertaraf edildiğini söylediğini hatırlıyorum. Darbeyi sığınağa inerken
duydum.”

Beyanların
tamamlanmasının ardından mahkeme kovuşturmanın genişletilmesi ve tanık
dinlenmesi taleplerinin reddine karar verirken, esas hakkındaki mütalaasını
sunan savcı, tüm sanıkların hürriyeti tahdit ve kamu malına zarar vermekten
cezalandırılmasını istedi.

Mahkeme sanıklar ve
avukatlarının esas hakkında mütalaaya karşı savunmalarını yapmak üzere
duruşmayı 12-13 Haziran’a erteledi.

REKLAM ALANI
Bir Yorum Yazın

Ziyaretçi Yorumları - 0 Yorum

Henüz yorum yapılmamış.